Aşk Kalbime Düş/erken
/Sözlerime ruhumun kızıllığı damlarken
Kalbim gün yüzüne çıkarıyor aşkı!/
Adam eğildi ve fısıldadı
Kadının saçlarına sevgiyi bulaştırmaya çalışırcasına:
?Nefesimin aşk kokan büyüsüne ruhunun kızıllığını damlatan kadın!
Sözlerimin oluşturduğu kıvrımlara bakışlarıyla dokunan kadın!
Yokluğunu bin parçaya bölüp,
Katillerin hain ifadelerine yerleştirdiğim kadın!
Ve benim diğer ?yarı'm!
Ve sevdayı ?tam'layanım!
Ve gülüşlerinde çocukların muzip hallerine rastladığım kalp yazım !
Yazım,
İlkbaharım
Ve benim hiç solmayan tarafım!
Kadın eğildi
/Dilinden tövbeleri düşürerek/
Adamın secde edilesi bedeninin önüne...
Cümlelerine yön verdi sevgilisinin kalbine ulaşsın diye öpülesi elleriyle...
Sonra her ses verişinde öldü tekrar tekrar
-Sevgisini şeytanın kustuğu kötülükler içinde görme tedirginliğiyle-
Yine de söyledi kokusunu adamın teninin sıcaklığında ısıtırken:
?Siluetini sevda sandığım, varlığını aşka yorduğum adam!
Ruhumun kurak yerlerinde çıplak ayakla gezinip,
Suretinden su berraklığını saçan adam!
Ve iliklerimde teninden izlere denk geldiğim!
Ve yaşanmışlarıma 'Can' verenim!
Ve 'Can/ım' kelimesini tenine üflediğim adam!
En sonunda söylediler aynı sesleri kullanırmışçasına aynı anda:
Ama inanmadan değil!
Hoyratça,
Esrikçe,
Gereksizce hiç değil!
Kulaklarını yüreklerine dayayıp oradan duyduklarınca mırıldandılar birbirlerine:
?Seni seviyorum /'ben' olmaktan geçip 'SEN' olmak istercesine/