Aşk Kapısız Olur
denizde ilk gördüğüm tendin bambaşka
çınayaz gecelerde vurgunuydum derinliğin
bir avuç içtim gözlerinden ağzımda tuz
içimde çıngılanan sınırsız serinliğin
akıntın düş kırıklığı bıraktı bu aşka
ilk masal ne zaman başladı " mışsız " ilkin
terk edilmenin acı bir tadı mıydı her deniz?
içime sinmeyen terkli sapaklarda kesildi nefesim
yazının icadından çok önceydi aşk yolculuğum
içimde fosllendiezik ve kısık sesim
uzak ülkelerdin, yoruldu artık can
gezgin yüreğimi şiirlerinle uyuttum
henüz bu anlattığım bin birinci masalı aşkımın
bin ikinci masala gitsem kalemin ucu kırık
bir kapı açmıyor ne el falı ne fincan
sevgilim sen de ağlayacaksın terk edilince
yüzünden uzak dursun o gün göz yaşın
avuçlarıma dökülsün ben yüzünü öpeceğim
sonra gözlerin el sallasın eğilsin elemle başın
ne kadar yol bulurum aşkın terkinde sence
olumlu sonuçtur iki eksinin çarpımı anlarsın
buzda ovulur donan, yanında ettiğin kalsın
terk edilen aşk avunur, çizilir yürekten yüzün
dalına gönül koyar yaprak, düşerken güzün
terk edilen çıradır, içinde hüzün yansın
aşk bir tek gülken, gül deren yürektir sevgi
kurudu dallarım geçerken zamanın çemberinde
bahçeyi ilk terk eden bir bahçıvandı babam
yalnızlığın sızılı dizinde kendimi çok avuttum çok
bekliyor içimdeki kırıklar, aşk terkinden düşmeleri
Duygu yoğunluğu ve anlam derinliği olan, muhteşem dizeler.
Eline, yüreğine sağlık Sait bey.