Aşk Şehri
kentin geçmişinden kalma adımlarla
sokakların izbeliğine doğrulur
yelkovanın akrep kovalamacası
o ara akşam üstü doğrulur
İstanbul'un kızıl gözlerine
ve o an ıslak dudakları arasından
bir vapur seslenir yalnızlık dilinde
ardında değişir sokakların
soluklarına düşen adım sayısı
ve bir bir öper sessizlik
o lambaların ilk ışığını
kimine hayal olur kalır
kimi de mürekkebinden hayat alır
bir masaldır yeditepe nin avuçları
hemde bunca asırdır, vakitlerin solduramadığı
hele o yanağında ki gamzesi yok mudur ?
bir sultanın inancıyla kavuştuğu
avrupanın mukkades, ayasofyası
hala ihtişamında kim bilir neyin devası saklı
yan yana dizili odaların da
bir çok aşığı uzun zamandır uyku da
ve gün geçtikçe sayı bedenini yavaş yavaş kaplayıp
son anın hazırlığına sarılmakta
bugüne dek
her ozanın sözünde gizlice gördüğü, kişi
dört mevsim ışıl ışıl bir aşk kadını
gökyüzünün de ki incileri, dudaklarına serptiren
İstanbuldu ,topraklara serili en büyük aşk oyunu