Aşk Şeytanı

Zaman, gece libasını giyerek eyledi arz-ı endam,
Ay ve yıldızlar yüklü, isteyene neş'e, istemeyene gam.
Bense soğuk bir duş aldım, erca'yım kuru ayazına,
Üşümek devâ olsun, kabuk bağlasın içimdeki yangına.

Kabulümde yok ıslaha, taleb olmasın kimse,
O hiç sönmesin, na'ra ları susmasın kalbimde,
Arş-ı âlâ'ya değsin ve insin, arz'a olsun izahat,
Sevdavî'lere ders olsun, belki alınır nasihat.

Ahu-nigâh bakışları ile kalbime girdi ve hançerini soktu,
Ateş-zeban edâsı ile akan kanımı tutuşturdu,
Güyâ arzdaki mevcudiyetinin sebebi idim, yegâne,
Bahşedilmiş en büyük hediye idim bu âlemde.

Her sahifesi benimle dolu dolu olmalıydı kitâbının,
Ahirette her suâli benimle âlâkalı olmalıydı imtihanının.
Temâşâ ile sergiledi, şibh-i billurî ziynetlerini,
Cömertçe sundu, anber-nisar meyvelerini.

Yılan dili sevdasının mürüvvetini alınca,
Benden çaldıklarını yılan gibi kustu ortaya.
Âmâ olan gözlerim açıldı, söndü ziynetlerinin parıltısı,
Meyvelerinin kokusu gitti, ortaya çıktı kurtları.

Mutlu etmek ona haram kılınmış, kandırmakmış hevası,
Be hey! aşk şeytanı, aş şeytanını, saklayacağım kalbimdeki nişanı,
Memnunum halimden her daim, bir zalimi bile sevebilmişim.
Hesabı dürüleceği gün gelecek, her şeyi arz edeceğim.

Haram saydığın günler, bu kula yazılacak sevap,
Kavuğunu eline al, çare-i necat'tır sana bu âşikare kalp.
Destur de niyetine fermanın çıkmadan, olamazsın bana zebanî,
Dermanın olamam, şükürle surlardan seyrederken seni.


13.07.2009 pazartesi Eskişehir