Aşk Siyahtır Aslında -III-
?Yoksun ya,sabahı sabah ediyoruz yine birlikte
Hâlâ ölümüne sevdalılar sana,
Gözlerinden yakamoz toplamayı özleyen
Marmara'nın o küçük yelkovan kuşları.?
Gittiğin günden sonra
bir ben kaldım bu limanda
bir de, ateş böcekleri sol yanımda
Bitkin pervaneler misali,
kendime dönüp duruyorum
sessiz bir ayin edasıyla,
yokluğuna kuruyorum zamanı
Yan komşum bir berduş
...?İçer misin kardeş ? diyor her gece
uzanırken o soğuk, boyasız banka
elinde bir şişe Marmara şarabı
?İçmiyorum,
dudaklarından sonra hiçbir tada alışamadım?
Sızıyor, bitince rutin şarkısı
derin uykuya dalarken,
kesiliyor mırıldanmaları
Artık kadrolu oldu,
öğrendim Cemil'miş adı
yanık Cemil,
hoş, niye anlatıyorsam sana bunları..
Mütemadiyen tek başıma giydiriyorum
Kız kulesi'nin o eşsiz gelinliğini,
maviyle danslarını izliyorum her gece,
öyle karşılıyorum ilk ışıkları
Çöpçüler de alıştı artık
martılardan sonra geliyorlar ekseri,
toplamak için can kırıklarımı
?Hoş, neden anlatıyorsam bunları sana,
şimdi İstanbul'da yağmur zamanı?
Nisan/09 İstanbul.
O yağmur ta Ankara'dan hissedildi...
Ankara'yı sel götürüyordu o sıralarda zaten...
gittin... oysa ben dudaklarında ölmeye dünden meyilliydim....
saygılarımla...
son derece akıcı bir iç sesti
kutlarım ilker bey saygılar.
👍👍👍
"İçmiyorum, dudaklarından sonra hiçbir tada alışamadım"
kendimi buldumm birdenn
Her ten yabancıydı senden sonra ellerime ve her dudak yabancı canı yanan öpüşlerime. Her gülüş yabancıydı gözlerime değen ve gittin ya ben bile yabancıydım kendime. Tebriklerimle.
"Hoş, neden anlatıyorsam bunları sana,
iyi ki anlatmışsınız diyorum 🙂 harika bir şiir okudum bu sayede
tebrikler...