Aşk Tarumar...
grisi ince günsarısıyla damarlanmış bir ruh üşümesi
kesintili titrek zamanı üfler gibi doluyor bedene
soluğu kesik bir intihar gibisin sevgili
ve vakit alacasından tan yerine kadar ateş
sürünerek geçiyor bildiğim tüm dualarla
dilimden
diline
dalgalar köpüre köpüre sabahı yutuyor
her sokak mı çıkmaz
her aşk mı tarumar
iki çalgılı bir oda-müziği gibi nefes nefese intikamın
sırasıyla alınmayı beklerken
yanlış notaya doğru basan sevgili
sen sokul yamacıma
kıvrılsın her ihanetin
dallarımdan
dallarına
sevişmelerimiz yarım kalmış baharların tadını çıkarırcasına
hep yağmur mu yağacak
hep aşk'mı ağlayacak
devşirme günahları sırtlıyor ayrılık kamburun
her yerin ölüm sessizliğine bürünmesi bundandır
bundandır gözlerinin melankoliye bürünmesi sevgili
kendimi bulmaktan korktuğum yolunda
yürüdükçe sarsılıyor kimliksiz ruhum
tenimden
tenine
göz kapaklarımda şirazeden çıkma bir isyan avuçiçlerini öpüyor
hep uyku mu kalacak
hep aşk'mı gidecek
hafif gölgeler bıraktığın sütmavisi düşlerin
uzakları mesken tutmuş aydınlığa gülümserken
şimdi gününü bildiğim bir kıyamet gibisin sevgili
psikopat gibi inerken gözlerine itilmiş arzuların mecrasında
hazıra konan bakir bir heyecanım
sesimden
sesine
sevmek hiç kadar günahken özünde
hep ben mi biteceğim
hep AŞK diyeceğim...
alicengizoyunu
(...bedensiz ruhla, bedelli bedenler,ucu açık sabrı inkârla besler...işte bu yüzden aşk'ın tarumar...)
şiiri kaç kez okudum bilmiyorum ama ben ilk dizede tutuldum kaldım 🙂
ruh üşümesi ....bir renkle açıklanmaya çalışılsaydı ancak bu kadar güzel olurdu ; ayrıntıdaki yaratıcılığa hayran kaldım tebrikler ve sevgiler
Güzeldi yine. Kutlarım.