Aşk ve İnsan
Uzun bir şiir yazarak yormak istemem sizi.
Şimdi nereden başlasam lügat ve anlam birbirine zıt gider.
Misal; bir dünya düşünün,içinde her şey.
Ve herkeste bir düşünce.
Bunu bilmek için deha olmaya gerek yok.
İnsan, aklın sınırlarının ötesindedir.
Yani her insanın dünyası başka.
Her dünyanın insanı başka...
İnsan her şeyden alırmış biraz.
Hobi, fobi, şiir, aşk, anılar falan...
Yani her şeyden alır biraz.
Hayattan aldığımız kadar, acı veya haz...
Bir anlamı yoksa hayvanlarla aramızda, yaşam denen şey ambar değil de nedir ki şimdi?
İnsan olmanın en güzel yerinde hatalar vardır.
Buna sevda da dahildir.
Duygular devreye girerken duyular devreden çıkabilir.
Ki tutkulu bir şofördür aşk.
Yol nasıl güzel...
Zincirleme bir kazaya kurban gidesi gelir insan.
Esasında insan bihaberdir, istemez yani.
Hazır değildir gelmek için.
Dünya bir zahmettir, bir külfet.
Yaşam ise hep bir kaygıdır.
Ne kadar da zengin olsa bir gün öleceğini unutmaz çünkü insan.
Kazara gelir belki.
Ama gelir...
Kader her şeye rağmen kaderdir.
Ve insan en çokta günaha müsait, şeytana misafirdir.
Aşksa aşk, acıysa acı...
Ana rahmine düşen çocuk değil bazen aştır.
Ve piç doğan çocukların günahı yoktur...
Yaşam seni bulur ve gelir...
Tıpkı çam ağacına konan bir kuş gibidir.
Oysa bir kuş, bir kuş gibi bilir.
Yuvasını kurar ve hayat burada başlar.
Biri diğerini yiyerek devam eder...
Neden hep belgesellerde ceylanlar ölür, insanlar seyreder?
İşte bu mısradan sonra doğar insan ve akıl.
Derinlerde, en değirlerde hep bir merhamet vardır aslında.
Ve her şeye rağmen her şeyde bir şiir vardır.
Çamurdan ibaret değildir yani insan.
Aşktır yürürlüğe konulması gereken en büyük yasamız.
Muhasebe, vicdan...
Yargı, adalet...
Vefa ve sevda...
İşte buradan çıkartıyorum bu şiirin başlığını;
Aşk ve insan!
Çünkü yol bitti artık, şarampol ve uçurum.
Şimdi yaramız, son sürat bir ambülansın içinde kanayan bir pansuman.
Boşalan kan değil, aşk ve insan...
Ölülerimizi gömme vaktidir şimdi.
Toplanmalı aşk adına yazılan tüm kitaplar.
Sazın en kalın telinden kopsun türküler.
Asırlar öncesine döndersin çarkını zaman.
Mesela Sümerler'den başlamalı hayat.
İlk yazı, ilk mektup, ilk şiir...
Ne bileyim, insan öldü artık.
Milyonlarca şiir yaralı...
Yeniden yoğrulmalı yeryüzünde insan ve aşk.
Kuşların uçtuğu...
Çocukların ölmediği...
Zalimlerin olmadığı...
Gökyüzü nerede?
İnsan nerede?
Aşk, merhamet nerede?