Aşk ve Sanayi
Ekimin kıyısından yürüyor
Zamansız domates vermiş fide
Ürününü kaldıranlardan iz kalmamış
Seneyi bekliyorlar
Yağmur dualarını
Güneşi
ve bereketli verimi
Bense seni hasatlamaya geliyorum
Gökyüzüyle dağlarla aşklarla
Aç bir hevesle
Geliyorum seni dişlemeye
Çarşaflar yorganlar bacaklarımızın arasına sıkıştırdığımız
şaşkın yastıklar
Uçuşup duruyorlar Ekim günlerinde
Artık çek perdeleri
Artık iş başındalar işte
Azgın dalgaların çığlıklarından
Kopup gelen yarasalar
Bir düş de olsalar
Karanlık mağaranın en dibinde
Sarı ışıklı gece lambasının aydınlığında
Uyuyan yankılar uyanıyorlar
Üretiyoruz üretim neyin temeliyse