Aşkı da O Öldürdü
bu sıralar küçük de olsa
ölümcül yaralar alıyorum hayattan
yok yok ben değilim ama
farkındayım birileri ölüyor ardımdan
birileri birilerini gömüyor sonra
bulvarlardaki sokak lambalarının dibine
güneş üzerlerine doğuyor
korktuğum bütün karanlıkların
ardından sen çıkıyorsun
güvercinler uçuyor güneşe doğru
kanatları çekik güvercinlerin
baş ucunda hep sen ağlıyorsun
bundan sonrası zor biliyorum
bir hayat için yüzlerce hayat feda etmek
ihtimaldir ki kilitlenmiş bütün kapılarıyla
pencerelere bakıp bakıp ağlayan bir evdesin
ne gittiğin yerden dönebiliyor ne de
döndüğün yerden evine gidebiliyorsun
aklında durmadan seni yiyip bitiren
o saçlarını kızıla boyama fikri yok mu
ah işte onun için bile ölünür
en ucuzundan bir şişe şarapla
sarılmıış tütünlerin tadı kaldı dudaklarımda
sen bana gelirken öl ben sana
kırık bir camın gözlerimde hissettirdiği
acıyla uyanıyorum her sabah
her sabah ellerimle gözlerimi ovuştura ovuştura
acısına sürekli şükrettiğim bir Tanrı var başımda
şiirden aşktan en fenası da yaşamaktan
anlamayan kadınlar gelmesinler yanıma
sivri dilli düzenbazlar martaval okuyan yalancılar
dahası annesinden emdiği süte
babasından gördüğü onura ihanet etmiş köpekler
hiçbir vakit yoktur ki zaman
intikamını almış olmasın yaşamaktan
Asi ve güzel bir şiir okudum, Önder bey kaleminize sağlık...