Aşkın Günah Keçisi
b/ak..!
haber mizgin ç/ağlarken
gülün acıyan dalında koparamadım kokusu içime k/aldı
gülümseyen
ne bir yüz karasına k/andım
nede sonsuza akan gel gitlerine
ben gerçeğin son nefesine kadar yüzdüm
denizde bir fırtınaya kapılan yüzün karası temizlenmiyor
dalgalı şamar sesinle kulaç atarken
karaya savurdu dalgalar yüzlerimizin ak sütü gibi
temiz topraklara gömüldü sır bildiklerimiz
her kalkışta
yine düştük dağlara
yeminli adımlara kalınca
yürek sevdalı dolu dizgin umuda yolculuğumuz
yaşam seriveni baharıma yağan kar boran
ve zamanla dişe diş kavgamız devam etti
sensiz yollarda
dağ başı dumanlı doruklarda
cesurca haykırdık mavi semahlara
gerçeğin sesini duyan olmadı
sağır dilsiz
duasız günlerin hatırına acıya çaldı ekmeğimiz
aşkın günahıyla sonlanırken
sevaplarıyla arşa uzanan eller
yorulan bedenleriyle toprağa gömüldük
tabutsuz ölülere sayıldık
mizgin bakışlı yari görmeden savrulduk yollara
mizgin olan düşlere bohçalara sarıldı
sessizliğin ayarına satılırken tüm ayaz gecelerin hatırına
hiç gün görmedi güneş açmadı sabaha
yollara karanlıklar yarılmadı adımlarla yollarda kalan zaman geldi geçti
kaç güneş açacak senin uğruna yaşamın en sevinçli zamanı
gülümseyişin dolacak zamana yolculuğun başladığı an
ölüm olsa da sonsuzluğa uçacak ruhum
hep aşkın gözyaşıyla doldu günlerin
yıkıldı duvarlar sabahı bulmazken geldi geçti bir ömürün bilmecesi
aşkın günah keçisi seçildi
benliğimin gerçekliği yokluğa sayıldı
her gün yolunu gözler gibi sabahladım
sen gelmedin Nazlı Can
gönül yaralarıma çok az kaldı akacak sularına son damlası
31*10*12*Karataş*