Aşk/sızım
sizi soruyorduk
esmer rüzgarlara
masum pencerede dalgın bir tansık...
sarsılan ruhum sağdı karanlığı
sonsuz bir yanılsama bağışlandı
kaygısız akşamlara...
ölümle yaşam arasında
o incecik sınırda
gidip geldi yüreğim
sizi susuyorduk
en mahir sevişmeyle
oysa kapıyı çoktan kapamıştınız
çarparak aşkın yüzüne
öptüm lal bir acıyı sessizce
hüzün ibresi kanattı yaramı
zaman unutuşa kuruldu
-soluğum kızılcıktı-
koptu kızılca kıyamet
vuruldu sevinçler uykuda
çözerken şifresini aşkın
ıslandı sesimde şiirler
içimdeki kıyısız deniz kudurdu
kurudu doruklarda kahkaha çiçeği
son damlasına kadar direndi çavlan
hangi uğultu/hangi çığlık
bu umarsız yılları yoran?
o günü yazsaydı cümle hattatlar
yağmur tanrısı çıldırsaydı
bilmem susar mıydı toprak
gömüldü tarihe yasak aşk
timsah gözyaşlarıyla
ç ı r ı l ç ı p l a k!
çıkar/sızım mahkum etme kendine beni.. .. .
Sevgili Hatice,değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Sakın al gülüm ver gülüm olmasın:)
Şiirle esenlikle...
böylesine endamlı bir şiirin yorumsuz kalması beni üzmedi desem yalan olur...yüreğinize sağlık...
şiirle kalınız...
beğenerek ve hissederek okudum.