Asya'm Sükutun Ahı Kime

Asya eteğinde karanlık
bu mu duvağın
bu mu doğanlık
indirmişsin geceyi yüzüne
kirpiklerine asılmış kar çiçekleri
güneşin sancısı niye


teneşirden dökülen annemin elleri
tabutta babamın düşleri
kucaklamışsın yaralı gülleri
kırılmış avucunda üç yemin dokuz düş
yüzünde cemresiz noksan gülüş
toprağı öpüyorsun
semanın ahı niye


voltasını kundaklayan mahkumlar
dar ağacıyla sözleşmiş
sorma ben hangi duvar dibinde söndürürüm seni
yüreğime basılan bütün izmaritler
ve kaçak tütün kokusu gibi yüzün
boynumda saçların düğüm düğüm
sorgudan önce ölmüyorum
celladını alnından öpen ben
unutmuşluğuna yanmıyorum
vebana kapılmışlığın sancısı niye?


deme özledim
deme çağır
deme seslen
aşığın bağrı tandır
sana söylenen bütün şarkılar ziyandır
namuslu türküler kırmış telini
tezenenin sancısı niye

ne şehirler soğuk
ne bakışın kırağı
leyladan arta kalan çöllerde oyalanmak haramdır
zemherinin kıtlama edildiği dudaklarda son duam
yüze sürülmeyen aminlerin ahı niye


hangi acıyı bal eyler gurbet
hangi bakışın bahar bahçe
cehennemin bir kapısı gözlerinde aralı
hangi ateş kör kütük sarhoş
sabahtan akşamdan çağırır beni
anahtar incinmiş kilit kırık
kapının ahı niye



cesedini elleriyle yırtan ölüler vardır
tırnaklarında ah
avucunda kara sevdalar
seni özlemek bütün karaları omuzlamaktır
beyazın ahı niye


Asyam,
sensizliğe biçilen yön haramdır
kıblesini kaybedenlerin sancısı niye
aşığın bağrı tandır
hadi bir kibrit çak cehennemi utandır