Ateş Pahası
Her aşk biraz eksiltirmiş insanı
Alnımızda durur mıh gibi
mutsuzluğun karası
Çoban düşünür
Filozof susar
Tartsa eksik gelir
merhametin darası!
Kime sığınmak istese
sonunda kendine sarılır insan
Yalnızlık sudan ucuz
Mutluluk ateş pahası!
Her aşk biraz eksiltirmiş insanı
Alnımızda durur mıh gibi
mutsuzluğun karası
Çoban düşünür
Filozof susar
Tartsa eksik gelir
merhametin darası!
Kime sığınmak istese
sonunda kendine sarılır insan
Yalnızlık sudan ucuz
Mutluluk ateş pahası!
Bu deyimi görünce aklıma Kanuni'nin hikayesi belirdi;
Kanuni Sultan Süleyman, adamlarıyla avlanmaya çıkmış. İstanbul çevresinde avlanırken oldukça uzaklaşmışlar. Hava birden bozmuş ve çok şiddetli bir yağmura tutulmuşlar. Islanmış ve üşümüş olarak bir kömürcü kulübesine sığınmışlar. Her ne kadar kendilerini tanıtmak istemeseler de kömürcü, işi hemen anlamış ve oradakilere hemen bol ateş yakmış, ısıtmış, sıcak bir şeyler ikram etmiş. Gidecekleri sırada Sultan Süleyman, kömürcüye ateş yaktığından dolayı kaç para borçlar olduğunu sormuş. O da ” Bin altın” demiş. Parayı çok fazla bulan vezirinin, “Bu ateşin ücreti çok pahalı.” demesi üzerine Padişah, “Bu ateş değdi, pahasını da verin.” deyince bu deyimi, “Ateş pahası” olarak dilimize yadigar kalmış...