Ateş Üşümesi
alnındaki ter kırışıklığı
bir nehre yuvarlanan
bir dağın kırbaçlanmış sırtından firari
kaya tozlarının
ağlayan ışığıydı sanki…
sanki yıldız küfü
sanki uzak şehir
say ki berduş bir yol haritasıydım
bildik hikayelere yabancı
kaldırıp atabilir misin şimdi
ay suyunun
yosun zannettiği öyküsünü
ki her su damlası
kendini okyanuslara emanet eder
haydi gel
alnımda kurşun kavgası
yüreğimde dünya
göğsümde ırmakların sancısı
dilimde sevda
gel işte/ ısıt şimdi
ateşine üşüyen
neyim varsa