Ateşe Kafa Tutan Simurg-u Anka
bir film şeridine sığışmış kalabalık
uçurumdan başlıyor biat etmeye
tam üçyüzatmışbeş gün yenilmişlik evcilleştiriliyor
burnumuzun önünden ömrümüz çalınırken
yatak odamıza parti binaları dikiliyor
birikmiş ölü çocuklar iç organlarımızı hırpalıyor
gül dalıyla didikliyor vicdanları
ey celladına aşıklar
kan içindekiler
ruhsallıktan sınıfta kalmışlar
gölgesiz yolcular
ses tonunuz çok kirli
yaralarınız dağlansın bu kış bu kıyamet
daha derinlere insin çocukluğunuz
ve kabullenişin günsüz güneşsiz ritmi
demirden duvarlar örsün kabahatlerinizin iç dünyasına
ah! gözlerdeki mahşeri kalabalıkla birbirlerine bakan kimsesizler
karanlığın ağzında birikmişler
hiç bir şairin hiç bir ressamın hiç bir senaristin yazmayacağı yüzler
yolunu kaybetmiş gökkuşağı renkleri gibi
göğün çiğneyip kustuğu
belirsizlikleriyle barbarların top gibi oynadığı
yedeğinde intihar bildirgesi taşıyan
yaşam serüveni boş çürümekte olanlar
yetmez nefes almak
kayıtsız şartsız harcıyorsun yaşamı
ezber bozan zehrimi süsledim püsledim
Tanrım şarkılarla yıkasın beni
gülüşümün ardında eriyecek küfrüm sırrım
bir gece yolculuğunda adım
adım adım hıçkıran hüznü etimden koparamadım
bir karabatağın suya dalıp
,
,
,
,
çıkamaması gibi
hiçledim şehirleri
kıpırtısız kalsın sonsuzluğun tülü
yırttım gürültüyü
dünyayı ağlatana kadar ısıracağım
şeytan azapta...
hiçledim şehirleri
kıpırtısız kalsın sonsuzluğun tülü
yırttım gürültüyü
dünyayı ağlatana kadar ısıracağım
şeytan azapta...🤐🤐😙😙
Yüreği gibi kalemide pek Nilgün hocam bu şiiri İzmir de saat kulesinin altına asmak lazım ..vekillerin okuması için....harika dizler ve kendimi kaybettiğim satırla okudum kutlarım...
Bunca şeytan hiç azapta değil hocam...herkes kendi aleminde...(((