Avlu
bir sonbahar kadar hazindi
gidişin..
yanık renkli yaprakları kadar
elim bir sonbahar..
gitme demenin en imkansız olduğu andı
kapıdan bana baktığın zaman
merdivene oturup
şaşkınlıkla gidişini izlerken
boşluktaydım adeta
elimi ilk tutuğun anda ki
gibi..
dudaklarının dudaklarıma ilk deyişinde ki
gibi..
ya şimdi..
ayaklarının sesi çınlıyor avlumuzda
avlu da beni kucağına alışın dün gibi
sarılışın..
sevişin..
aşkımızın alevlerini söndürüp
gidiyorsun şimdi..
git , küllerin ben de kalsın
git , tenin tenimde
kokun giysilerim de saklansın
git ve gelme sakın
alevlerini tekrar yaşlaştırma kalbime
git ve ben sadece saksımızda ki menekşeyle konuşayım
git
gitme..
gitmemelisin..
gözyaşlarım adımlarını durdumaya yetmiyor..
belki de sen çoktan gitmiştin
ruhun çoktan ruhumu itmişti
şimdi sade bedenin duruyor karşımda
adımların yavaş
belki de dönmek arzusu içinde..
ama gidiyor bedenin
yavaş yavaş ilerliyor avlu da
ve gidiyorsun.. avlu da çınlayan ayak seslerini de götür yanında
ve ebediyen yaşklaştırma alevlerini ruhuma..
tebrik ederim çok güzel şiir kutalarım :)
yorumlarınız için teşekkür ederim, hatalarımı düzeltmeye çalışıcam.. tekrar sağolun..
Şiir yazarken bu kadar acele niye!
Ne kadar acele o kadar hata!
Kurgu daha da toparlanabilirdi Gizem...
Özü iyi bir şiir ama tebrikler...
minik yazılım yanlışları dışında güzel bir çalışma şair👍kutlarım