Avuçlarına Düşen Kar
siper etmiş gözlerini güzelliğine
işte benim diyor en koyusunda kahvem
yudum yudum akıyor kalbime
yudum yudum içiyor aşk...
can siperhane kırıyor kabuğunu kırk yıldır saklı bedenim
ney e sıkışmış nefes ilk defa burdayım diyerek ses veriyor gözlerini görünce
dur diyen duvarlar konuşmaya başlıyor meltemin aralarından geçince
ve yavaş yavaş deliriyorum heralde, doğrudur...
oyuncağını bulmuş çocuklar gibi koşuyorum ''işte anne''
yüreğim ellerimde, yüreğim ... ellerinde...
ne avcıdır ne av , aşıktır ve aşk acıt(D)ır..
yine annemin eteğine döküyorum bilyelerimi
sokak lambaları korumalarım oluyor atıştıran karın arasından
ve bembeyaz sokağı ayak izlerin yarıyor karanlığa doğru
ne kadar koşmak istesemde izin sıra ,
evin eğri köşesinden soğuk cam vuruyor tokatını
onun dışında demir parmaklık tutuyor kollarımı
ve bir komut ''ufuk yatmadın mı?''
aşk uyumamış ki koynumda hiç
tedirginim sıcaklığın sarılınca tenime...
ve koyu kahvem giydim ayaklarıma bayramlık pabuçlarımı
saçlarımı taradım ve çiçekler ... bahçemin en güzel çiçekleri
mavi gök yüzü ve gün şahit aşkım(ız)a
tabi sen de benim gibi, avuçlarına düşen kar gibi ,
avuçlarımda erirsen...
aşk erimekmiş birbirinin avuçlarında
ve aşıksan ne mevsim ne de yaş fark edermiş
ben sana deliler gibi aşığm.......................