Ay Söylenceleri
bir başına kalmak nedir, bilsen
öyle bir gevşer ki, tepeden mum ışığı;
-belli belirsiz gelir de, fena şavkar gözüne,
gözbebeğidir ya geceleyin, göğün aşığı,
-dikine bakar, utanmadşarapan yüzüne,
-aşayişin, şirazdan çıkar!
parlar durur yakamoz, nereye; hiç bilmem?
aynı yere yakalanmaz asla; kozlar elinde
urgana dizilmiş çıngısı, suda saçılır
-yanar döner ya, inadına cümbüş!
-sanki, bir ateş böceği katarına binmiş,
çiroz bir mavnadır, anlarsın;
-dolunay'a saldırır habire,
-demir almış deniz feneri, rotasına sinmiş
-paçoz tayfalarına yazık!
boşuna sevinme; yanıbaşına konmuş,
-nöbete nazır onun yıldızı,
ne kötüdür hınzır bakışı, unuttum sanma!
göz kırpışı ay'ı tavlar, güneş kıskanır
nasıl bozar bu nişanı,
-kuyruğunu kıstırıp da kaçan uçak?
-aymazdır kav'ı, yaldızı saklar.
derken, büyüsü gider sahilin;
-kum, başını gömer,
marinadan gelen lazer, dünya harici
-ruhumun soğuk savaşıdır, aynamı keser
-ışın kılıcı ya, deler sinemi;
-ne haşindir!
bir yanda şarap şişeleri;
-içine limon sıkılmış bakışlar,
-ne kadar boş!
ne kadar kitapsız şu zaman, bilsen
gözler neyi özler öylece, düşünmeden,
tren geçmez ki hiç, buradan;
-beklemek niye?
her bahar aynı olsan;
-bir açıp, bir solan çiçek misali,
-kaç kere arı gelir yüzüne?
-kaç bin tane tohum verebilirsin toprağa?
çoğa kalmaz, dişin dökülür
ağlamaklı olur kalır, acı soğan dolar
-o, boş gözlerin.
başıma dolanıyor ay,
dona çalıyor meltem, sinirli
denize düşüyor ömür,
dolunay alıyor içinden,
birden içim üşüyor,
kışlamı özlüyorum.
yüreğim üryan, kara kış fütursuz
hışmına maruz devran, şimalden sabırsız
hep aynı tona aşina evren;
-çıpa aynı, baston görmüyor; monoton yani
kuma meraklı kaya, dalgayı sever
-işkilleniyorum..
03.10.2009/22:00. Antalya.
Dolunay, 160. Şiir Dinletisi.
Dolunay, 160. Şiir Dinletisi - Antalya..
ilham amca ile esin teyzenin birlikte ziyaretleri sonucu, plaj sohbetinde konuştuklarımızı kapsar.
hiçbiri gerçek değildir, kurgulamadır..
şiirden, kimse sorumlu değildir.
hepsini, kendi başıma yazdım.
saygılarımla.