Ayaz
üşürdük ya hani dersaadet akşamlarında
bir cekete iki kol olurduk
avuçlarımız sarılırdı birbirine
ayaz kıskanırdı bizi...
kıskanırdı ayaz
heybetli rüzgarları çağırırdı
rüzgar kanatlarımızdan tutar
savururdu bizi,
şikayet etmezdik
deliye dönerdi ayaz...
vapurların yamaçlarında gezinirdik
martılar bize simit atardı
toplardık kanatlarımızın altında
sultanahmet güvercinleriyle
felekten geceler çalardık...
anlamsız kuyruklara müdahil oluşlarımız vardı
umarsızca
nereye çıkarsa çıksındı
kördüğüm gibiydi avuçlarımız
arasında kaygılarımız ezilirdi
saatleri de askıya alırdık...
sarhoş bi' pusulamız vardı
evin yolunu sormaya utanırdık
ama ölü kaygılarımızı
diriltmezdik hiçbir zaman
avuçlarımız zaten evindeydi...
ayaz kıskanırdı bizi
kıskanırdı üşümeyişimizi
hasetten yanar kavrulurdu
yaz gelirdi sokaklara...
yaz gelirdi
ayrılırdı avuçlarımız
ve sen giderdin...
sen gidince
cekedin bir koluna öksüzlük düşerdi
bir koluna ben düşerdim
üşürdük yaz günü
ayazı sevindirirdik...
Ayaz bu, yüreğin ayazı, yazın bile donarsın bazen sevgisizlikten kış günü üşüdüklerini unutursun...😅