Aydınlığın Mutluluk Kapağı
martıların dokunduğu esinti şimdi
uyurken çiçeklere yaslanan başım
içine düştüğü derinliklerde kavlince
öldürecekmiş kendini badem ağacı
kokusu kalıyor mutluluğun
kokusu kalıyor açma gözlerini ve yine
vapur tenini
rahatsız ediyor diye denizin
bir ağırlık onlarca insan coşku içinde
bakınıp duruyor güzelliklere
sevinecekmiş gibi bir gün
hüznünü dibe değdiren karanlık yanım
o aydınlığın mutluluk kapağında
her defasında başka bir his
bambaşka bir adam sörf yapıyor mesela
sular ve dalgalar basit
masalar var ince bacakları kumlara saplı
geçmişin ziyası var sehpada
tamda aldığın nefesin ortasında yakalıyor beni
kalbinin incisine ait naif bir duygu
uzatsam uzamıyor bırakıyor ellerini
üstünden atlayan esinti gibi
seviyorum dese dalgalar bir kaç defa
üzülüp uçar martılar
yaşamak nedir sormuyorum kımıldadıkça hayat
zaten durmadan boyuyorum
her gün başka bir rengin kağnısı giriyor kapıdan
gıcırdayarak giden sonsuzluk yolcusuna
sormuyorum ne demek hayat
toparlanıp başından aşağı bütün beyazların kalbiyle
o ilk atımı yakalamak var ya
korkusuz cesur bir kuş gibi uçurumlardan
gök yüzüne atlamak var ya.
sevmek özgürce su ve dalga gibi bütünleşmek
üzmeden martıları esintinin kanadında incitmeden uçurtabilmek onları
başarabilindiği sürece anlam kazanır elbet hayat
tebrik ve beğenimle şair
Mutluluğun varlığı da kokusu da güzel her şeyden...🤐
Güzeldi tebrikler yürekten...