Aynalar
'dile getirilmeyenler
bizi aynalar birbirimize'
biliyorsun annemizin canından
bağışlandık yaşama
birde babamızın
acı çekmeyen
haz yanlarından
akıtıldık hayata
bakıldık büyütüldük
her birimiz
sen benden daha çok tükettin
belki de kirlettin
ben senden daha az değil...
sonra
salındık bir güvercin yavrusu gibi
yaşamın çandır karanlığına
ve ayrıldık bir süre sonra
sen benden koptun
ben kendimden
ama bu arada sen sosyalizm
diye birşeyler anlatırdın bana
kader bizi geçici buluştursada
sonsuz ayrıkladıklarında
uzaktan da olsa
bazen mektup
bazende telefonla
inandığına inandırmaya çalışarak
hırpalardın beynimi
ayrışıp birleşmelerde
(hırpalamaktan başka ne yaptın....sayende
savrukluğa yelken açtım,
sonucunda çok acıdım)
neyse...
tutundun sen hayata
tutunamadım ben yaşama
ben kendi serseriliğimi
sen sozyalizm serseriliğini
ben kendi kurtuluşum peşinde
sen toplumu kurtarma peşinde
hikayeledin...hikayeledik
ben savruk bir yaşamda kendi batağımda
dibe çekilirken çamur tarafından
sen halen sosyallediğin adımlarla
küçük burjuvalaşmış bir sosyalistlikle
çevrende birkaç kuruş birkaç ihtiyaçlıya verdiğinle
ve
sana eşdeğer müritlerinle
mutlanıldın ...gururlandın
sen en yakının bana paylaşmazken
en uzağındakine nasıl paylayabilirsinki
biliyorsun senden hiç eksik değilim
çoğalan yanlarımla
sen bir gün benden dileyeceksin
insaniliğin tükenmiş batağında...insanlık
bana sarılacaksın
ben kardeşlik hatırına
kalbimden akanıma yenik düşüp
sana büküleceğim...
hepsi bir yana
insan ol bana yeter
sevinçler sende başka
bende başka
hüzünlerimiz bile buluşamadı bu dünyada
bir an dahi geç kalmadan ellerimi uzattığım...
tut ellerimden
seni seviyorum ey bencil insan
nedenini bilmiyorum
ama
tüm içtenliğimle
yinede seni seviyorum
anla