Ayrılığın Ağır Yükü
Gittin!..
En mahzun halini giyinmiştin giderken
Yorgundun, yemini bozulmuş bir günahkar gibi
Sallanıyordu muhacir bakışların
Şaşkın, çaresiz, fırlayıp düştün acının ortasına
Dur diyemedim, çünkü gerçek çok zordu söyleyemedim
Suskunluğuna bürünmüştü zaman, tek çare gitmekti
Ve en kötüsü de, kalbin ilk yolcusunu uğurlamaktı...
Açıp bakmak istedim valizine
Benden bir hatıra koymuş muydun içine
Korktum, ya hiçbir şey yoksa, ya içi boşsa
Ne yapardım o zaman, her dem karanlık
Her şey ölüme denk, bitmezdi ağlaması gözlerimin
Döndükçe tekerlekler ezilirdi sevdam...
Fark ettim, ağırlığın kadar yalnızlaşmıştım gidişinle
Geride gölgen, boynu bükük bir ben ve hüznün kalmıştı
Ve öyle zorlaşmıştı ki hayata yeniden tırmanmak
Ve yokluğunu sensizlikle kandırmak...
Nehir taştı, gözyaşı sel içimde, sustum
Ayrılığın ağır yüküyle ruhumda bir deprem
“Ya sabır” dedim ve oturttum gölgeni yalnızlığımın aynasına
Yüreğimde veda busen, ağladım ağladım yeniden dolana kadar nehir
"Sonsuzluk bu işte" dedim, her şeyin bitişi ve gidişi kadar kolay!
Ayrılık, taşınan bir valiz kadar hafif ve bir valiz kadar dolu
Kimilerinin ellerinde ağırlaşan
Kimilerinin gönlünde kömürleşen bir veda...
Ankara 18.7.2019
Tebrik ederim, yüreğinize sağlık..
Günün şiirini ve şairimizi kutlarız
Tebrik ederim Rukiye Hanım. Daha nice güzel şiirler okumak dileğiyle. :)