Ayrılığın Düğünü
Kar yağıyor sevdiğim...
Güneş yok artık ne yuvasında saklı nede asılı kalmış bulutlara.
Sende yoksun...
Ne avuçlarımda ellerin var, ne de yatağımda sıcaklığın
Nasıldı ayrılık sonrası hatırlar mısın?
Hayaller düşüncelerin perdesinde suya düşüyordu
Ve kirpiklerinde saklı son gemi artık son dümeni çalıyordu
Melekler de ağlıyordu sessizce sevdiğim...
Acının lime lime ettiği kanatlarına
Son sessizlikte ağlıyordu.
Peki ya sen diye sorarsan?
Adresi olmayan bir günü arıyordum
Kül rengi tenimden bitip tükenmeyen yaşların
Sahipsiz duygularımın açtığı, merhemsiz yaraların
Ve yarım nefeslik mutlulukların cirit attığı,
O günü arıyordum.
Son sensizlikte arıyordum o günü sevdiğim...
Acının her sokağında duruyor
Unutulmuş ?bir kış masalı' caddesine bakınıyordum
Ve birbiri ardına sıralanmış duvarları
Sıkıca kilitlenmiş umut kapıları görüyordum
Öylesine korkuyordum ki sessizlikten
Bastığım her toprakta senin kokunu duyuyordum
Ve ıssız bir kentte kısa bir film izliyordum sanki
Yangınına koşa koşa geldiğim bu sokakta
Küllerine dokunuyordum sevdiğim,
Ama yine aynı sessizlikte
Ve yine son ayrılık düğününde..
Neden mi?
Güneş kararını vermiş, doğuyor artık sevdiğim..