Ayrılığın El Kitapçığı
İ Ç İ N D E K İ L E R
Melankolik metafor
Bol bol mosmor
Eflatuni gök mavisi
Yer yer yeşil
Paslı beyaz
Sevişme dalkavukluğu
Bağrı delik ruhani ayaz
Dede yadigarı müzik kutusu
İdam ipi
İlmik ilmik nefret
Gökkuşağının yoldaşı uçurtma
Mesafelere yapışık kilit taşı
Mat bir ufuğa yerleşmiş efkar
Kürdili Hicazkar rakı sofrası
Bitmeyen gece
Posta kuşları
Tükenmeyen hicaz
Boğaza nazır düğüm düğüm hece
Ulaşılmayan kehribar tılsımı
Aşk
Umut
İhtiras
Nefret
Veda
İLK SÖZ
Hatim indirdim defalarca
Aşkının adına yazılmış kitapları
Zaten adın geçmeyen bütün şiirler yasaklıydı
ÖYKÜ
DÜN
Bir varmış
Bir yokmuş
Yaşanmışlık sırdaşı
BUGÜN
Durmadan
Dan
Dan
Dan diye
Hatalarını kafana kakan
Bir ayağı çukurda
Kambur bir zangoçtan miras çan
ŞİMDİ
Sana yazılmış mektuplarımı taşıyor
Posta kuşları
Ayaklarına prangalı zarfların beyazı paslı
YARIN
Avucumdan düşmüş gül gibi solan
Eflatundan kalma
Mora yol veren göğün deli mavisi misali
Bir görünüp bir yok olan
AŞK
İçinde oldukça içini yakan
Dışına çıkınca hayatını karartan
SEVMEK
Var olmanın vaz geçilmez yoğunluğu
Nefes almanın çoğunluğu
SEVİŞMEK
Dede yadigarı müzik kutusundan
Çarşafa saçılan ritme ayak uydurarak
Mitolojik ritüel barındıran
Tutuklu bir tutku
NEFRET
Hayatta olmanın yol yorgunluğu
YALNIZLIK
El işi bir nakış gibi
Hece hece işlenmiş
Ölüm mahkumunun boğazına geçirilmiş
İlmiği sımsıkı idam ipi
SENSİZLİK
Yüreğe tutunan koyu beyaz
Melankolik ayaz
İnsanın bağrında deşik açıp
Kalbi özleme kenetleyen kilit taşı
TESELLİ
Fasılasız geceler boyu
Kürdili Hicazkar faslını neşreden
Efkarı meze yapan rakı sofrası
HUZUR
Avucumu terk etmeyen
Senli geçkin günlerin sıcaklığı
UMUT
Yine
Yeniden
Daima
Beklemek
Dönmeyeceğini bilerek
BEN
Akıl hastanesinde
Elektrik verilen deliler misali
Aklı bir türlü yerine konulamayan
SEN
Üstüne basılmış hayatımın
Kulağıma fısıldadığı kehribar tılsımı
BİZ
Küflü yeşile çalan begonyaların beyazı
Hiç yaşanmamışlıklar kutsal kitabının
Ruhani meczupları
O
Elimi elinden koparan dalkavuk hayat
5 - N (!) - 1 - K (!)
NE
Ellerimden yitip giden
Resmi bulutların bağrına kazılmış aşk
NASIL
Aşırı dozda hüznü
Düşük voltajlı ihtirasla
Ellerine teslim ederek
NEDEN
Her şeyi
Kalemi başkasının elindeki hayata bırakıp
Hayalleri
Gökkuşağının altına serip
Bulutlar ve uçurtmalara bağlamaktan
NEREDE
Hiçliğin ortasındaki bir denizin
Dalgalarıyla sürüklediği ruhun tenhası
Her şeyin başlayıp bittiği yerde
Onun gözlerinde
NE ZAMAN
Çoğul mişli geçmiş zamanı tüketip
Isdıraba dönen tekil şimdiki zamana varıldığı
Hiç beklemedik çağda
KİM
Son pişmanlık girdabına düşmüş
Aşk hazzının ve esrik öpüşlerin kölesi biz
SON SÖZ
Ben
Sende yitik sevgili
Sen
Dik açılı aşkımın
Tek ve son müridi
DİPNOT
Uçurtmalara tutunarak girdiğin hayatımı
Gökkuşağının altından geçerek terk ederken sen
Çığlık çığlığa sesleniyorum sana
E l v e d a
İyi bak kendine
ya dışındakiler:)
Yazmak adına ne varsa, hepsini bu şiirde toplamışsın. Uzun uzadıya sana aman çok güzeldi satırlar demeyeceğim. Ciddi bir eser çıkmış ortaya... Alkışlıyor r ve tahta yakıştığını sevinerek beyan ediyorum.. tebrik ederim adaşım...
Ya arkadaş böylesine uzun bir şiir bile keyifle okur kılan nasıl bir kalemin var senin... Ve bir film gibi kurguları nasıl beyninde toparlayıp hayata geçirebiliyorsun. Gıpta ettim vallahi. Var olasın
Aşkın her halini barındıran bir kitabın özeti gibiydi üstadım Gönlüne aşk her daim