Ayrılık Lehçesi
Satır aralarına sıkıştı bütün özlemlerim;
öznesi yitmiş her cümleye
hayıflanıyorum bu yüzden.
Anladım ki,
enkazda kaldım son depremde.
Işıkları sönük bir şehrin ayazında,
yürüyorum şimdi bir başıma.
Dilime pelesenk oldu hep aynı şarkılar
“Tövbe ettim,
tutamadım sözümü”
“Gel bahtımın kar beyazı”
Terk edilmiş bir çocuğun
ahrazlığını taşıyorum ensemde.
Çığlık çığlığa susturdum avazımı!
Nihayet öldü kalbimin martıları.
Son umudumu da
prangaladığımdan beri bu vedaya,
içimde rehin bıraktığın
bütün kuşların kanadı kırıldı.
Yalnızlığıma çarpa çarpa
dolaşıyorum gölgem ile;
sesimde çarmıha gerilmiş yüreğimin acısı,
s/özümde ummana d/evrilmiş
bir nedamet utancı var.
Ülkeleri gezse de ayaklarım,
kalbime mıhlanmış destansı bir sancı var.
Kuduran denizler,
duruldu bu son seferde,
yanaşamaz limanıma hiçbir gemi.
Bir bir asıldı çehreme ihanetin aynaları,
bütün suçlular tanır kendini
benim yüzümde;
çünkü,
sükutum boğuldu sabır gergefinde!
Belki savrulursun diye
bir toz zerresi gibi,
kurak topraklara yazmıştım
hazin gidişini!
Kalıcı bir hasar misali,
yinede büyür durursun heybemde.
Hüzün kovanı d/olmuş yüreğime,
sızmaz artık bir tek cemre.
‘Susmaz’ deme figanım.
Sustururum!
Gömülürüm sessizliğime,
seni bağıra çağıra
bir daha yazmaz hicranım.
Gün gelir adını bile unuturum!
Tahrip edilmiş
bir taş yığını şimdi yüreğim,
duygularım hep yara bere!
Hiçbir ayrılık masum değil gözümde.
Soldu gönlümün kehanet baharları,
onulmaz bir dert gibi
geçer adım şiirlerde.
Kaç niteliksiz ayrılığa
esir bırakabilirim ki kalbimi;
daha kaç çaparızdan geçer kaderim,
bilmem amma;
almadan beni benden bu azap;
Eyüp’ün sabrına talibim Ya Rabb!
Köln
Bir Mart 2022
Öznesini yitirmiş her cümle için tebrikler...