Ayrılık Treni
ne tuhaf şey sevmeden seviyor görünmek
bir de gizemli sevda diline kalemiyle uzanmak
tek başına kadın hayaline düş kurdu
adım adım yürüdü kederiyle hüzünlere karıştı
kasırgalı bir havada acılar konuşuyordu
acılar içinde haykırışlar Temmuz ayında sıcakla kavruldu
sonra foterli bastonlu adam ardında bağırdı
kadın bakmıyordu bile
belliydi adamın söylenecek son sözü vardı
bitmemiş ayrılıklara
ölüm gibi
kadın gitti
ama ardında ne fırtınalar kopardı akşam karanlığında
sonrası meçhul
kör karanlığın içinde düşlerine takılı bir adamı s/ayıklarken
kadın istasyonda bekledi bankın üzerinde biniş saatini
tren gecikmeli geldiysede ayrılık treni geldi
kadın ağlıyordu
yağmura tutulurcasına koştu
vagon penceresine buğulu gözleri uğurlarken
adam b/aka kaldı kayıp olan yıllar ardında
ayrılık treni geldi de ç/attı da.
bana kalan yalnızlığımla yoldaş oldum düştüm yollara
24*07*12*Karataş*