Ayrılış...
kara tren çaldı düdüğünü,
gün yol alma vakti istanbul...
siyah gülüşler var ardımda,
bütün kasvetiyle yakışan son bahar makyajına...
valiz yaşayacakların yaşam hamaliyesi,
boş kalmalı artık titreyen ellerim çapulsuz...
martılarla uğurluyorsun beni ha,
payımıza düşen de bu bizim...
iki çift söz edeyim bırak ta yakamı tren müsvettesi,
bir daha görür müyüm bilmem ki gençliğimin şehrini...
iyi dinle istanbul sana diyeceklerimi,
sakın unutma bir kul vasiyetimi...
malum gidiyorum,
dönmem geri...
iyi bak çiçeklerime,
en çok ta fulyaların açsın her daim...
içimde zaten kabullenemenin zehri yakıyor,
sen iyi bak çiçeğime emi...
ben hayta adamım bilirsin,
malum edemedim mutlu yarimi
kızma,yaban ellere iten benim çiçeğimizi,
sana emanettir güzel güftesi...
iki elim yakanda olur,
döner gelirim geri eğer solarsa tek çiçeği...
çalma tren duydum,
ne bu acele, ne kayboluş sevinci
kara tren çaldı düdüğünü,
gün kaynolma vakti...
soluk şiirler var ardımda,
şairin her semtine fulya çiçeği diktiği...