Aysel
Aç gözlerini Aysel.
Hangi renkte sana gece karanlığı,
Bana yağmurun sesi,
Ve
Suyun akışı...
Hangi makamda düşer kulaklarına,
Bülbülün feryadı.
Sahi düşündün mü hiç?
Isıtırken nasıl yakar ateş,
Hayat veren su nasıl boğar.
insan,
İnsan nasıl kırılır en ince yerinden.
Aç gözlerini Aysel.
Senin gördüğün gecenin siyahı,
Benim duyduğum yağmurun sesi,
Aynı değil bize suyun akışı,
Senin siyahın bana gri,
Hayat bana hüzün, sana mavi,
Öyle bakma yüzüme Aysel.
İçimi nereden bileceksin,
Aldanma yerli yersiz gülüşüme,
Bu bende ki bahar değil.
İçimdeki kızılca kıyamet.
Zihnimde kördüğüm bir gurbet.
Adımız geçiyor ulu orta,
Dedikodu arası,
Bıyık altı alaycı sohbetlerde...
Bir yalancı ahkam kesiyor.
Bu aşk hikaye diyormuş,
Susma Aysel.
Bütün senaryolar ayrılık üzerine şimdi.
Çok şey yazılıp çizildi adımıza,
Kim bilecek bizi bizden daha iyi?
Söylesene Aysel...
Biz bilmezken kan kusan ciğerimizi,
Kim sökebilir gönül ağacından sevdayı?
Susma...
Susarsak kin bağlar içimizde bir yer.
Kırılır gönül telimiz,
Susarsak...
Yarın biz, biz olamayız Aysel...