Ayyaşların Anatomisi
Masallardaki kahramanların,
gülümseyerek ortaya döktüğü mutluluk portreleri.
Mekteplerde saf beyinlere aşılamadılar gerçeği.
Bize hayat öğretmişti,
acı hayat süren iradesiz bedenlerin, anatomisini.
Adres ayyaşlar mahallesinin
herhangi bir sokağı.
Sokağın girişinden bakıldığında insan algılıyordu,
ortalığın leş gibi acı
ve karanlık koktuğunu.
Umut aranmazdı,
bu sokağın duvarlarında.
Uyku saatini ise ayyaşlarla savaşan,
bardak dolusu içkiler belirlerdi.
Haykırışların ses tonunu ayarlayan ise,
arabesk hayat etkisinde kalanların barınağı,
meyhaneler.
Bu tablonun bir köşesinde
onları aşağılayan gözlerle bakıp, görmezden gelen sizler...
Bu adilikle de yetinemezdi,
kendini bir halttan sanan şerefsizler.
Sarhoşluğun etkisine kapılıp,
üstlerine gecenin karanlığını örterek,
uyurdu ayyaşlar.
İki ayaklı konuşabilen hayvanlar,
iğrenç kahkahalar eşliğinde,
parfüm kokulu parmaklarla gösterirdi,
bu insanların adresini.
Gökyüzünün hediyesi,
sarı ışıltılarla beraber,
göz kapakları açılırdı.
Kirden karalaşmış,
araba tekerinin dibinde,
geceden kalan alkolikler.
Kutup soğuklarından
alıntı yapmış titrek vücutların,
içinde barındırdığı,
binlerce hüzün deryaları.
Ve buna bir kadeh içkiyle,
göğüs geren acılar
sahibi.
Bize hayat öğretmişti,
çaresiz bir şekilde yaşan ayyaşların anatomisini.