Azad Et
Çok sesli bir afet, göğüs boşluğumda kıvranıyor.
Acı bir şimşek kulaklarımın pasını silecek sonra.
Bıçkın bir sel saracak dört bir yanı
Gök yerinden oynadığında,
Tenha bir kıyıya vurulmak isteyeceğim.
Yağmuru yemiş ekin taneleri gibi
O İlk meyvemi sunmak toprağa.
Diyeceğim, Bakın yaklaşıyor, yaklaşmakta olan.
Bakın yaklaşıyor.
Dağın arasından doğacak o ilk güneş.
Gövdem açıkta kalacak sonra,
Utanıp, sıkılacağım.
Yerin dibine çekilmek isteyeceğim,
Şafaktan utanıp, ağlayacağım.
Allah'ım bu ben miyim? diyeceğim.
Örtün izlerimi, en kesif yaralarımı,
Dağın yamaçları sağır kesilecek.
Yanılmışım,
Ben bu ışığın adamı değilmişim diyeceğim.
Ben alışmışım gölgelerin gövdesinde yaşamaya,
Köklerimi salmışım, kabuk tutmuşum diyeceğim
Gel diyeceğim, ne olur
Bir geçit sun bana.
Beni kendimden Azad et...
Öldü. Üşüyen elleri, kim ısıtır artık.
şiirin gizemli konusunu sıcacık ifadesi 'Yağmuru yemiş ekin taneleri gibi ' toprak ile ekinlerin arasındaki gizli aşk şiirle bütünleşmiş kutlarım emeğinize sağlık Ayşe Dağcı.
hiç bir ikramı reddetmedi toprak....Ve güneşin sonsuz ışınlarının "sen" de hayat bulmasının imzasıydı gölge... Güneşiniz de gölgeniz de kaleminiz de var olsun.Tebrikler efendim.
Çok çok etkiliydi tümceler, dokunan kelimeler iz bırakıyor hislerimize. Tebrikler. başarılar. Kutluyorum efendim