Baba

Çocukluğumun erişilmez dev yürekli dev adamı,
Binbaşı üniforman içinde ne kadar heybetliydin,
Her çocuk gibi anılar benimde kayıtlı hafızamda.

On iki mart günü küçücük kalmıştın yatağında,
Ölümün soğuk eli dokunurken tenine,
Birde benim ellerimdi dolaşan ak saçlarında.

İçimde volkanlar patlamıştı, seslenmek istedim,
Baba nereye baba, annem gibi gitme sende,
Kimbilir, belki de buluşmaya gidiyordun annemle.

Hep sert adam rolleri oynadın, ömrümce korktum,
Uyur taklidi yapardım gece üstümü örtmeye geldiğinde,
Bir dokunuş bir öpüş beklerdim uykulu gözlerimle.

Sonsuzluğa gittiğin gün şaşkındım, ağlayamadım,
İçim katıldı, yüreğim kasıldı, tutuştum, yandım,
Ne yani, yarın yokmuydun, inanamadım.

Baba bahar geldi, bak aylardan mart,
Bahçe de sardunya saksıların bekliyor,
Ayva ilaçlanacak, güller budanacak, kalk.

Mavi balkonlu yuvamız yok artık baba,
Sen gidince anıları yap satçıya verdik,
Görseydin mutlu olurmuydun acaba.

Güvercinleri mi uçurduğum kümes,
Sokak köpeklerini beslediğim kulübe,
Gömüldü gitti eski bahçeyle birlikte.

Nasılda kızardım içimden iş buyurduğunda,
Havuz temizlenecek, çiçekler sulanacak derdin,
Aklım kalırdı oyuna çağıran mahalle arkadaşlarımda.

Üç fidan getirmiştin, iki kavak, bir çınar,
Birlikte dikmiştik seninle, el ele
Baba çınar bu gün tam kırk yedisinde.

Bak evlat, git bir teneke su getir demiştin,
Nasılda geçmiş acımasız zaman, on birindeydim,
Çınara değil suyu üzerime devirmiştim.

Anıların rahat bırakmıyor bir türlü baba,
Geceleri uykularımda, düşlerimdesin,
Çatılmasın artık kaşların ne olur çocuk suçlarımda.

İçimde ki çocuk büyümedi, büyütemedim,
Misketleri mi, uçurtma mı, torneti mi istiyorum,
Ama biliyormusun en çok seni özlüyorum.

Altmış ikiden tavşan yapmayı öğretmiştin,
Kağıda kurşun kalemle çizerek, sessiz sessiz,
Yaşımdan tavşan çıkaramadım oldum elli sekiz.

Yapmak istediklerimi yapmıştın, öyle özendim ki sana
Karagöz oynatamadım, keman yapamadım kendime,
Dağları aştım ama, seni aşamadım bir türlü baba.

Sen benim atamsın, ben senin yaralı yüreğin,
Yalpalayıp durdum kesilince desteğin,
Ne zaman uzanacak beni hiç okşamayan ellerin.

Uzat artık baba, ne olur uzat saçlarıma ellerini,
Benimde vaktim doldu, ömrümce hep bunu istedim,
Bak çağırıyor artık Karşıyaka da, annemin selvileri.

Kızma bana ne olur, seni hep sevdim, seveceğim,
Okuyan yakınlarıma vasiyet gibi olsun,
Baba ben annemin toprağına gömüleceğim.


2008- Ankara

24 Temmuz 2009 23 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (8)
  • 15 yıl önce

    Ben bu şiiri radyo Turuncu'da kaç kez seslendirdim biliyor musun baba can... Ve her defasında içimden kopan bir şeyleri tutmaya çalışarak tökezledim gönül yokuşumda...

  • 15 yıl önce

    izninizle şiirlerinize genel yorum yazacağım, ben şiirde insanı ararım(kendisini) kurgu şiirden haz almam, fazla sanata boğulmuş şiirlerde pek ilgi alanıma girmez, genel olarak tüm şiirlerinizde kendinizi ve yaşadıklarınızı( düşünsel ve duygusal) yansıtmışsınız, anlaşılır bir dil var, kimi zaman çok derin anlamlar ve güzel betimlemelerle örgülü, yani kısacası diyeceğim oki şiirleriniz usta işi, bana sadece tebriklerimi sunup gitmek kalmış, bende saygımla gittim...

  • 15 yıl önce

    Çok güzel cümlelerle kendini içine çeken bir şiir olmuş. Tabi bunda konusunun payı çok büyük. Okuyucu mısralarda illa kendi babasını bulabilir. En önemlisi hala babası yaşayanlara kuvvetli bir nasihat. Kaybetmeden kıymetlerini bilmeri için. Bu arada Allah geçinde versin umarım çok daha uzun yaşarsınız.

  • 15 yıl önce

    Anne, Karşıyaka, vasiyet Öyle çok benziyorki hayat hikayemiz

    Tebrikler Esel bey

  • 15 yıl önce

    Babammm.......

    Ah Be Kocakurt

    Sensiz başlayan ilk mevsim bu Senin olmadığın bu dünya da İlk yağmurlar yağıyor Soğuklar acımasız Gün ağlıyor kocakurt Sensiz ilk mevsim gözyaşları Buluşuyor kara toprakla

    Sensiz başlayan ilk mevsim bu Camlarımda sis camlarımda buğu Alaca sokaklarda kuşlar üşüyor Buralarda insanlar sahipsiz Nefesler tutulmuş yokluğuna Dağı taşı yıkıyor hasretin Ve sel kapımız da Sen yoksun artık hayatta

    Sensiz başlayan ilk mevsim bu Senin olmadığın bu dünyada İlk yağmurlar yağıyor koca kurt Ve ben sırıl sıklam Göz yaşlarım toprağı yakıyor Senin olmadığın bu dünyada Ah... be koca kurt Danış boşuna yaşıyor