Babamın Bildikleri

Yine kapandı kapılar yüzüme,
Yine sırtını döndü dostlarım...
Seni dinlemedim baba,
Seni dinlemedim,
Affet çok pişmanım...

Dün gibi hatırlıyorum,
Hatırlıyorum geç anladığım öğütlerini,
Hani yine bir gece,
O kolu kırık çekyatta oturmuş beni beklemiştin,
Ben yine alkollü,
Yine serseri girmiştim eve,
Suskun, konuşmadan izledin bir süre,
Ve sonra;
Bak oğlum bırak şu pisliği,
Bu pislik yüzünden kaybedeceksin dostlarını demiştin,
Bense alay edercesine,
Hani o sevmediğin şarkının mısralarıyla,
Cevap vermiştim ya sana,
Benim tek dostum demiştim içkim sigaram,
Sen susmuştun baba,
Ağlamaklı gözlerle susmuştun...
Çok geç anladım baba,
Nasihatlerin altınmış bana...

Ağustos ayının on ikisiydi günlerden,
Telefonum çalıyordu,
Annem arıyor,
Ben meşgule alıyordum,
Geri çağıracak diyordum,
Şu fakir hayatımda ilk defa tatil yapıyordum,
Sabahlara kadar içiyorduk baba...
Açmadım...
O gün o telefonu açmadım,
Altı gün sonra,
Kapıdaydım,
Şimdi babam yine nasihat verecek diyordum,
Anahtarı ararken cebimde...

Altın gün,
Tam altı gün olmuştu baba...
Sen,
Sen ölmüştün,
Nasihatler,
Nasihatler ölmüştü,
Sen ölmüştün...

Ah babam,
Gençlik kusuruma bakma,
Mezarındayım her fırsatta,
Belki bir nasihat verirsin bana,
Şimdi içmiyorum,
Şimdi alkol dolaşmıyor kanımda,
Şimdilerde kendi oğluma nasihatler veriyorum baba,
Kendi oğlum şimdi benden uzaklarda,
Ve anlıyorum seni,
Ve anlıyorum aslında senin beni ne kadar çok sevdiğini,
Ve anlıyorum her nasihatin değerini...

Affet,
Affet baba...


Not: Bu Şiir Tamamen Hayal Ürünüdür, Ancak Hayatımızda Benzeri Olaylara Rastlamak Mümkündür, Bu Şiir Gençlerin Anne ve Babalarına Ne Derece Muhtaç Oldukları Hissini Az da Olsa Canlandırmak Adına Yazılmıştır.

26 Nisan 2010 35 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar