Bakire Öpücükler

Dualarınız cami bahçelerin de
Kabul görmeyi beklerken
Gözleriniz bering boğazından
Okyanusa akıyordu
Tren rayları gibi kim bilir
Kaç sancılı sevda üzerinizden
Yüreğinizi titreterek geçmişti
Kurak mevsimleri andıran
Susuz dudaklarınızda ki
Bakire öpücükler
Sahipsiz yetimdi
Kirpikleriniz boynunu büküp
Yerlerde cam kırıkları gibi parçalanırken
Yabani tohumlar ekiliyordu ayak uçlarınıza




Teninizde yanan şehvet ateşini
Söndürürken rüzgârın kıskançlığı
Zaman yüzünüzde flu sisler bırakırdı
Sahiplenmeyi bekleyen bedeninize inat
Ruhunuz kısrak at gibi köşe bucak gizlenir
Yağmur mor damlalar akıtırken beyaz duvağınıza
Bileklerinizde ki pranga cellattı





Saçlarınız gri bulutları andırırken
Gözlerinizin çevresi dipsiz kuyulardaydı
Gölgenizin alaycı kahkahasına aldırmadan
Dilinizden savurgan küfürler geçiyordu
Belki de sessizliğe isyandı




Göğsünüzdeki taşlaşan süt
Bir bebeğin dudaklarına muhtaçken
Tapınaklara sığınıp
Günahlarınızı emzirmeyi tercih ettiniz
Hayat bu kadar zor muydu?
Balçıklarla sıvadığınız duvarlar ardın da




Sözcükleri lal mektupları bırakırken
Avuçlarıma
Hırçın bakışları önünüze katıp uzaklaştınız



Oysa bilir miydiniz;

Bir kadının üşüyen çıplaklığına elbise olup
Mahremiyetini saracakken bu yürek
Siz bir adamın yalnızlığı bile olamadınız