Bana Bir Aksam Hazirla
bana bir aksam hazirla...
gün batimini beklemeden
o belam gözlerinle
sen baslat karanligini
bana bir aksam hazirla...
o vedasiz gidisinde
ihanetini tasiyan adimlarin
karanligin dört bir etrafinda
dolanip dursun vebalini
bana bir aksam hazirla...
ay yakamozlarla oynasa dalipta
ziyan etmesin mehtabini
ben gelene kadar
bakislarinin bir kösesinde bekleyip
neymis vurgun yemek
neymis yagip yagmalanmak...anlasin artik
bana bir aksam hazirla...
karanligin hasretin kokan tarafinda
iki kisilik bir masa olsun
sen yoklugunu gönder oraya
ben yine
gözlerimin bana emanet ettigi
resmini karsima koyup
yoklugunun alayci durusuna aldirmadan
"unutulmus" bir teselliye bakina bakina
yagarim yagmurlarimi
ne hallerde oldugumu görmeni istemem
merakini,sirtini sancinina dayamis
yorgun bir yarada giderip
bakislarinin bana düsen payina
biraz da olsa beni animsatir diye
mevsimlere dargin bir sonbahar perdesi cek
her sey tamamlandiginda
sen yildizlari cagir
ki ben gelecegim vakti bileyim
davetine getiren yollara
döküle döküle azalip
kalanimla aksamina adim attigimda
yastigimdan sürükleyip götürdügün
saclarini oksayislarim beni karsilasin
ben masadaki yerimi alip
diger aksamlardaki gibi
dertlerimi davete baslayinca
sen gelen istiladan korkupta
ürkütme aksamini
ve göreceksinki...
dile kolay gelsede
bir söz degilmis su kör olasi sevda
artik bundan sonrasi
yüregimle ,gözlerimde
ardi ardina tutusturulacak
sahnelerin vaktidir
neler neler biraktiginin
kendi aksaminda sahidi ol ki
olmayan vicdanin utansin yoklugundan
artik gönlünün diledigi kadar
eserinin yikintilarindan
paramparcalari toparla sen
tek yalvarim...
yorgunluk cöktügünde
sakin gözlerini kapayipta
o "dillere bir düsmeye görsün" halimle
gün ortasinda birakma beni