Bana Bu Başlık Yakışır Yalnızım
su yaktı boğazımı buz!
parmak uçlarım mosmor
çürüyorum , göz yuvalarımda larvalar...
bir kentte göç saat ; 9 :45 liman kalabalık
kargaşa birileri çocuğunu arıyor
ağlamaklı gözleriyle masum çocuk en geride
--''anne''!
ve yanıyor birden bire sahnede herşey ...
bir kesiti bu yaşamın oynanan
ver elini verde gidelim bu şehirden AMİSSOS
dağın yamaçlarından kalkalım denize doğru martılar gibi
ve derdimiz kalmasın unutAlım bu şehri
yaşanan her anıyı gömelim yalnızlığımıza
bir sabah ayrı uyanalım
ve yanyana geldiğimizde hiçbir zaman ...
sadece anımsayalım tanıyormuyum acaba bu cismi...
tüm sevgi cümlelerim intihar ilmeği
tüm o sözler pembe değil artık
morarmış bedenime çöreklenmiş akbabalar ...
ve benim dilimde son umut haykırış
ANNE!...
ve yalanlarımla sıvadığım güneş
yükselirken aydınlatacak mı bu sehri ?
yoksa Sodom ve alev taşları her sabah yakacak mı bedenimi?
her sabah yeni bir başlangıç umudu
çırpınışlarında bedenim artık geriye kalan kokmuş etleriyle ,
sönük feriyle kahverengi gözlerim...
tatlı bir uykuya dalmak gibi ölüm
şimdi kurtuldum mu yoksa irin kuyusuna mı saplandım bilmiyorum?
tek bildiğim puşt olmuşum bilmeden
yalandan yaşanmış herşey
ben UFUKMUYUM... UFUk mu yum ...
o eski ufuk mu?
altın saçlarıyla babasının elinden tutan,
top kadifelerin arasında kardeşleriyle el ele tutuşan.
ben yalnızım
alacakaranlığından kurtulan SAFAK mutlu erdirdiği günü ile MEHTAPa
ve ufkunu kapatma SEVDA
ben yalnızım....
katlettim içimdeki masum çocuğu tüm sevgi filizlerimi kopardım şahmeran! bilerek çayırlara basma yazan yerlere bastım şişenin dibine vurdukça sallandım sallandıkça küfür yağdırdım herşeye sana bana hayata... şimdi sıgaranın külünde kavuruyorum yalnızlığımı üşüyorum üstümde yığın yığın kar birikmiş gibi ve onun altından çıkan eğik boynuyla MERYEM masumluğunda kardelen çiçeği... hiç yaş görmemiş gözlerimde bir umut yeşermesi, ferfim herşeyim ,sen benim küçük meleğim seni seviyorum ve gün yavaş yavaş ısınmaya çaldı bekle beni ufukdan siyahi bulutlarda çekip gidecek en sonunda..