Başımı İki Elimin Arasına Koyup Sakladım
odunları kırdı adam
çamaşırları astı kadın
gece oldu yoldan geçenler azaldı
çocuklar uyudu mu bilmiyorum karşı binada sesler var
bir hastanın iniltisi yada bir rüzgar olmalı
karışıp anlıma çatıları dağıttı
dağıtmış olmalılar
şimdi kırmızıya hiç benzemiyordur kiremitler
utancından susup küs olmuştur kim bilir
durup dururken ağlamaz ki insan
bakıp da boşluklardan ses gelmeyince
oturup ağlamaz ki insan
aradığını görmeyince
kaçıp duruyorsun taşa değecek ayağını hatırla mutsuz
ve hala nefes alıyorsun
bakıp bakıp gök yüzüne yaşadığına inanıyorsun
garip kalibreleri olur aklından çıkan kurşunların
çıkarsız bir düşün her istediğini verebilir mi ölüm
bir kaç vuruluş pahasına gelebilir mi ölüm
odunları kırdı adam
çamaşırları astı kadın
ben o gölgeleri heyecanına yenilmiş bir çocuk gibi aradım
perdeler çekildi bağırdılar
çok bağırdılar
başımı iki elimin arasına koyup sakladım
yorganına gömülmüş bir bayram yeri yada
kendime bir ağacın yaprağında rastladım
utandım ağlamaktan
utandım yaşamaktan
vazgeçmek mutluluğun adı
vazgeçmek umut oldu
hiç inanmadığım