Basiretini Yitirme
Bahri ,
nereye böyle
baş aşağı sinen felekte
sıtmalı kaderinde
zangır zangır titreme almış başını gider
nereye
nereye böyle...bu gidişler
arsızlaşan boş zaman
çullandığı ömründe
görevini yapan bir hafiye gibi
karın üstü boylu boyunca uzattığı toprakta
ellerini arkadan kündeler
yanak yerde
ağız yarım açık
yere yapışık
toprağı salyalarsın
işsizliğin topuğu kafatasında
ayazlarsın
ezen kim bahri....ezen
üç yıldır aynı pantolon ve gömlekle idare eden
en aşina en tanıdık
iki renkte
tek tipleştin adeta
gri ve eflatunda...
gri orta yol simgeler ruhta uzlaşmayı yeleler Bahri
eflatun göz kuyularında bir fosfordur
karanlığa ruhtan huylalar ekler
zihnin işlemediği bir evrende
madde nasıl canlıda anlamını yitirirse
yitmiştir ruh zihninde
haz ile hicaz
küçük maralın evladın zelihanın akıbeti düşüncende...
belkide bu sayede
az da olsa nefes borundan
geçen havayla yaşamaya tutunursun
ömründe
peydahlanan sefaletin tomurcukları
daha çocukluk yıllarında sarmıştı kaderini
zavallı Halil emmi baban
kör nazmiye anan
sefil yaşamlarını sana kopyalamıştı...
kaderin....bahri
kaderine tüküreyim
........................
-bahri be neyine oğlum senin yaşamak
deme sakın
bak
kundaktaki bebek kaderle cilveleşirken
küvezde Azrail'e dil çıkardı
çağdaş yaşamda
köle-serf ilişkisi
emek-sömürü bileşkesi değişti
zındık bir kıllı bedenli ayı bile
epilasyondan geçirilip
bodokslandıktan sonra
bir resepsiyonda boy gösterdi
cümbüşlünün elini sıktı
geçmişine yansan geleceğine kanasanda
rahminin ekininde yaşamın sefaletini kefenle
tıraşını ol
miskinlik defol hayatımdan de bir kere
ayağa kalk bahri
kalbinde selek
cesareti ni küfele geleceğine