Bay İtilmiş Kakılmış'ın Müze Açılış Konuşması
Evet sayın misafirler
Kıymetli ahali
Değerli konuklar
Ve dahi pek muhterem
Çok gönülden veren sevgili sevgililer
Bilcümle protokol erbapları
Törenimize hoş geldiniz efendim
Hazır burada
Bu bu bu
Bu topluma mâl olacak olan muhteşem çatı altında
Topak topak toplaşmış haldeyken ruhen
Günün anlam ve önemine binaen
Birkaç sırrımı paylaşmak isterim sizlerle
Ki nereden neden icap etti bu müze anlayınız
Hazır buradayız ve hepinizi yakalamışken
Tam zamanı şimdi şu an
İtiraf edeyim size bazı zaaflarımı
Kocaman bir koz daha vereyim elinize
Denk gelirse bir gün kullanırsınız aleyhime
Kulaktan dolma değil ha ilk ağızdan duyacaksınız
Hadi yine iyisiniz
Kimseye yapmam bu kıyağı biliniz
Normalde her önüme gelene anlatmam aslında zaaflarımı
(Kafam güzelken düşer çenem o ayrı)
Öyle ketum değilsem de ketumumsu herifimdir
Değişmem
Değiştirmem
Hatta
Değiştirmemi teklif edene küfür ettirici huydur bende bu
Sonuçta herkes neyse odur kime ne yani
Hiç unutmam annem demişti zamanında
Allah bildiği gibi yapsın seni diye
Demek ki ondan böyleyim
Demek ki bu kadar biliyormuş Allah
Yoksa zaafla maafla ne işim olurdu değil mi
Dedim ya
Kafam güzelken düşer çenem idare edin ne olur
Hazır kafam güzel ve havama girmişken
Müsaadenizle esas mevzuya gelelim hadi
Anlatmam lazım artık çünkü
Ve bilirsiniz taşıması zordur sırları yorar adamı
Pay etmek gerek ki nefes alsın sinemiz
Belki böylece hafifler omuzlarım
Belki yeniden bağlanır dizlerimin bağı
Hazır bağ demişken devam edelim bağ bağlamından
Ve konuyu sadade bağlayayım artık
Diyeceğim o ki tam bir bağlanma bağımlısıyım ben a dostlar
Hem de en alâsı en daniskası
Hatta bağlanmanın şansölyesi desem yalan olmaz
Bağlanmaya göreyim bir kere yani offf
Mesela
Kuşa kelebeğe çiçeğe çimene
Ağaca toprağa ekine havaya suya
Denize dereye buluta mehtaba guruba yani doğaya
Resme müziğe edebiyata en çok da şiire yani sanata
Çaya rakıya ateş başında sohbete maziye yani şimdiye
Eşe dosta çoluk çocuğa konu komşu kardeşe yani insana
Bir tutam saça ahu bakışa saf duru yüze berrak tene yani güzele
Özetle
Ruhuma dokunan her hoş seda bağımlılık yapar bende
Hele ki birine bağlandıysam vay ki vay halime
Düşünsenize
Sabah kalkıyorsun o
Akşam yatıyorsun o
Arkadaşınla havadan sudan laflıyorsun
Dönüp dolaşıp konuşulan konu o
Ki bir dünya dert var tasa var efkâr var bünyede
Buna rağmen ilk akla gelen o
Yanından alakasız biri geçiyor mesela tanımadık
Geçip giden yüzde aradığın hatta gördüğün o
Denize bakıyorsun o
Duvara bakıyorsun o
Etrafa bakıyorsun aaa o da ne yine o
Hep o sadece o illaki o vallahi o billahi o
Çünkü ne kadar çirkef olursa olsun dünya
Kurtarılmış memlekettir o
Bunların tek bir sebebi var aslında
Ya da şöyle ifade edeyim
Hatta daha gür ve bağırarak söyleyeyim
İTİRAF EDİYORUM
HAYATTAKİ EN BÜYÜK HATAMDIR SANMAK
Her şeyin güzel
Yarınların harika olacağını
Özgürlüklerin herkesi kapsayacağını
Barışın dünyayı sarıp sarmalayacağını
Gün gelecek patronların insafa geleceğini
Çocukların ve kadınların az sonra elbet ihya olacağını
Herkesin kardeş karşıma çıkan herkesin iyi olduğunu
Gelişen teknolojiyle hastalık ve savaşların azalacağını
Her yeni gelen siyasinin asırlık memleketi daha iyi yöneteceğini
Bakmakla yükümlü bakanların bakmamaya programlandığını
Her yeni günün huzur her yeni yılın mutluluk getireceğini
Hatta gelişi güzel ne varsa gelişinin güzellik olduğunu
Biraz biraz sevildiğimi
Bazı bazı birinin aşkı
Hatta bir adım ötesi vazgeçilmezi olduğumu sanmak
Her şey şıkır şıkır işlerken yani
Ve yeni cila çekilmişcesine ışıl ışıl patlarken hayatım
Güzel güzel birilerini bir şeyleri iyilik güzellik sanmaya kanıp
Öyle böyle yaşayıp giderken
Gel zaman git zaman
Söylediğim tek cümle
Yapacak bir şey yok adamım
Olacağı buymuş ki bak yine olan oldu olur finalde
Ne geldiyse başıma hep bu sanmak yüzünden geldi yani
Sana sana çoğunlukla kaybetmek düştü bana
Bir şeylerin birilerinin iyi olacağını sandığım için sırf
Sandığıma tıkıştırıp her şeyi
İstisnasız bağlandım hep
Sonrası dram sonrası fiyasko
Yine bana hüsran bana yine isyan kaldı
Ve sanıyorum ki yine de sanmaya devam ederim bu kafayla
Çünkü unutuyorum hep
Kuşların ve bulutların yerinde durmadığını
Kelebeğin kısa ömürlü ve toprağı sel aldığını
Ağaçların yaprak ve denizlerin su değiştirdiğini
Çimenlerin gözünün çiğ tanesine bakılmadan ezildiğini
En çok da insanın çiğ süt emmişliğini
Hıyaneti gaddarlığı ve bilmişliği erdem bilmişliğini
Önce ben sonrası bana ne düsturunun
Değişik fraksiyonları olduklarını unutuyorum insanın daima
Bazen orta parmağıma ip bağlıyorum unutmayayım diye bunu
Canım yanıyor annem de yok ki üflesin şifa bulsun parmağım
Dayanamayıp söküp atıyorum ardından ipi
Sıkı sıkıya bağlamazsam
Bu sefer niye bağladığımı unutuyorum çünkü
Ne büyük ikilem püff
Aslında ölü taklidi yapsam
Gözümün kestiremediklerinin yanında
Iskalayıp geçerler kesin
Ama yok işte yok
Yok bende o yürek o mizan o nizam o istikrar
İllaki birilerini bir şey sanırım
Ki sanmanın membaıdır güvenmek
Sonuçta
Anladım ki insan neye açsa
Neye muhtaçsa tutunacak dal sanıyor onu
Sonra da bağlanıyor ölesiye
Önce ona biat edip
Önce ondan medet umuyor sonuna kadar
E yani ben de insanım ve var zaaflarım
Ve en az herkes kadar bende açım
İyiliğe güzelliğe barışa huzura ve aşka
Benim günahım ne
Hıyar kalpli olmak mıdır suçum
Öyle ya
İyiliği güzelliği beklemek de bir nevi hıyarlılık hali bu çağda
Varın siz yufka yürekli deyin fark etmez
Ben biliyorum kendimi
(Siz bakmayın bana ve üstünüze almayın lütfen bunları... En nankör ve en bonkör olduğum zamanlardır kendime kızmak çünkü... Başkasına sümme haşa... Ne diyorsam kendi payıma yani)
Diyeceğim o ki
Her şey yolundayken bir bakıyorum
Bir Allah'ın kulu bile kalmamış etrafımda
(Pek tabi ki istisnalar vardır ve yıkmazlar kaideyi sağ olsunlar)
Oysa kimseye laf etmem
Gerekenden fazla tepki göstermem
Yönetenler gibi ayrıştırmam sömürmem baskı yapmam
Sadece bağlanırım körü körüne
Sonra ardımda kamburumsu bir çıkıntı
Hançer mi kazık mı desem bilmediğim bir çıkıntı
Ağrısı diş ağrısından hallice
Çepeçevre dallı budaklı bir sızı
Bugüne kadar
Ne kadar bağlandımsa birilerine taşa bağladım sanki de
Önce yağmur yumuşattı sonra yel vurdu ufalandı durdu
Sonra toza döndü sonra yok
Bugüne kadar ne yazdımsa insanlık namına buza yazdım sanki de
Önce su oldu sonra buhar sonra yok
Sonra şarkının da dediği gibi
Her şey bir anda anlamsız geliyor
İşte o zaman tükeniyorum
O kadar tükeniyorum o kadar tükeniyorum ki
Vurulsam yığılsam ölsem şuracıkta ruhum duymaz
Mamafih üstüme gazete örtecek kimse olmaz
Teneşirde çıplak kalır bedenim
İş ki o gün gelsin
Özetle bu müze sizlerin eseri canlarım
Bu dizlerinin bağı çözük
Bu itilip kakılmış beni
Ve bu eşsiz müzeyi siz var ettiniz
Ne mutlu size iyi halt ettiniz
Buyurun açıyorum
Kabuk Bağlamış Yaralar Müzemizi
Gezin dolaşın
Baktıkça görün marifetinizi
Gördükçe
Gurur duyun eserinizle
Haydi bismillah
...
Anlam dolu harika yazılmış yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım. Hem Ramazan Bayramı ve hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Selam ve sevgilerimle.
Sanan insan, cebinden mendilini eksik etmez. Zira her daim ihtiyaç duyar mendile... Bizi mendilsiz sananlar utansın şairim. Haa, bir de yüreğimizi yufka yaratan Yüce Mevlam; sandıklarımızın eksi defterini şişirsin... Saygılar Abiciğim. Esenlikler dilerim