Bazen
Bazen, kırık bir hikâyenin kalem sancılarını etrafa saçmak istiyorum
Anlamsız bir yel vuruyor bileklerime, inciniyorum.
Hepsi bu.
Çatlayan ellerimi ovuşturdukça dağılıyor cümle
Öznesinde vuruluyorum.
Gün geceye bölünürken cılız dumanlı sigara bile küsüyor dudaklarıma
Kocaman bir hiç kalıyor kendime, içerledikçe yeniden diriliyorum.
Sandık lekesi değmişçesine eskir ya hayat
Buradayım dercesine geceye kısık sesli dipnot düşüyorum
Ciğerlerim Lâ, kırılıyor soluğum.
...
Secdeye anlım düştükçe ıslak bir kent bağışlıyorum dünüme
Gençliğim utanıyor, pişmanlığımı alıp avuçlarıma saklıyorum.
Efsunlu şiirler birikiyor dudaklarıma
Üfledikçe yazılamayacağını anlıyorum.
Ve yazmıyorum hepsi bu.
"dur orda sillesine mührümü bastım acıdı avuçlarım teklemezse kalbim bu son sözüm değil sağ kalacak bir tek sol yanımdaki sızı ıslak kentler bağışlanmak için rükı»da ihtilalde halveti ifşa etmek olmaz af benim işim değil!
neden onca lafla geldin sözlerin mi monotonluğun tahrip izleri söylediklerin sıradan kumsa kim yıktı kalelerimi ben peynir gemisinde kayıp bir fare gözlerin terapi hokkabazlarının sigarasına kibrit küskün dudaklarında sönük bir anlam yak beni!"
uzun soluklu cümlelerdi şair, çok tuttun nefesini... iliştirdim zekatını şiirinin...
eyvallah!
Çatlayan ellerimi ovuşturdukça dağılıyor cümle Öznesinde vuruluyorum. Gün geceye bölünürken cılız dumanlı sigara bile küsüyor dudaklarıma Kocaman bir hiç kalıyor kendime, içerledikçe yeniden diriliyorum.
alkışlarım kalsın sayfanda meryemim...nefisti👍👍👍