Bazı Şiirler Var ki Silin/e/mezler Ömürden
o şiirler ki: bir çığın, azman bir dağın tepesinden
devrilmesi denli gürültülü doğmuşlardır. öyle şiirler
ömürden silinemezler.
bir türlü kabuk bağlayamayan bir yaranın en hicranlı
noktasından patlamıştır o şiirler. rüzgârın dokundukça
alazladığı, yağmurun mütemâdiyen acıttığı şiirlerdir.
silinemezler.
dört yönünden ateşle kuşatılmış bir akrebin
umarsızlığına denktir o şiirler: olsun, kurtuluşları yazılıdır
kaderlerinde.
o şiirler, faşizan namluların(ın) hedefidirler. emeğin
ve direnmenin siperlerine sarkan, sarsak şafağın yol
arkadaşı. bülbül yuvalarının tanrısal iyiliği. silinemezler:
“yok hükmünde” sayılsalar da sallapatiliği karşısında
dünyanın.
bir anda yazılmadı o şiirler. onların arkasında, kan-taşıyla
ovulmuş çocukluklar var. ergenlikler var onların
arkasında: buğday başaklarının hışırtısında kaçak
sevişmiş. yitip giden gençlikler ki sormayın gitsin:
“eylülist cehennem”in ıstırabında.
ömrünce ağlamış baba var onların arkasında,
alınyazısına tuhaf oğlunun. parkinsondan /
alzheimerdan tasarlanmış bir anne, sabırtaşından. can
yongamdır ikisi de.
o şiirler, o şiirler, o şiirler: sevmeyegörsünler hele
birini, ne kadar yangını varsa dünyanın, yaşanmış ve
yaşanacak, uç uca eklerler de onları, zindanistan ederler
kendilerini.
o şiirler, ayrılıkların karmaşasından; kavuşmayı hayâl
dahi etmeyen bir kederin kimyâsından.
silebilemez insan, salvador dali’nin “eriyen saatler”ine
benzeterek silebilemez, bâzı şiirlerin izini. var-oluşçu
felsefesi kadar sartre’nin; gazâli’nin inanmışlığı kadar
allah’ın varlığına. onlar kadar silebilemez.
fiziksel yasalara dirençlidir o şiirler, sevdaların simyâsına
dirençsiz. o şiirler hiçbir koşulda silinemezler.
değişmezler, mümkün değil, güherçile tadına;
dinozorları dur-duraksız düşünmenin sevincini.
sosyologlar toplansın, yırtsın toplumsal dokusunu o
şiirlerin. yırtadursun onlar, silinemezler gene de.
gürleyeni tanır onlar, inleyeni de. “sonsuz küçük”
kavramını matematiğin, candan severler, can atarlar
onu içkin kılmaya. ve çâresizliklerine şükrederler
“sonsuz büyük” önünde.
kapaklansınlar şimdi, nihilistler, kinikler, “aşk ulvîdir”
diyenler, o şiirlerin üstüne; bütün devlet kadroları istifâ
etsinler.
ey bukowski! oy cioran! vay hazreti muhammed! ben
silmezken o şiirleri; dünya batmaz bilirim, batarsa
batsın, kopsun kıyâmet!
sevgililer silinmez, silinmez insanın baharlardan
bağlaşığı; dağlarla bağdaşan o yeminler de.
şimşeklerle sınanmış bir tay ağzında: o şiirlerle
muhâtapları silinmez onların.
Eksik Kırlangıç, 2014