Ben
Biri yüreğime hücum ediyor
Diğeri beynime
Kanımın aktığı yerde hep
Genç bir mezar
Kahkahalarınızın ötesindeyim
Gülümseyişlerimin nezaketinde
Ben kentin iki ucunu birbirine kavuşturan
O eski
O virane tahtadan köprünün
Kırılmış kaburgasının acısını çekmekteyim
Kimliğimin hiç beni tanımadığını biliyorum
Kim yazmışsa akla aykırı düşleri varmış
Ya beni yanlış anlamış
Ya da tanıdıklarımı benden birer birer koparmış
Köküm ile yapraklarım arasında dağlar var
Hiç tanımadığım çiçekler bitiyor avuçlarımda
Hiç tatmadığım meyveler patır patır düşüyor
İki ayrı dünyanın endişe verici rüzgârlarında sallanan bir yelkenli
Hayır ben o değilim
Küreğimde üçüncü dünya heyecanı
Cebimde melek nasihatları
Dört mevsimin ayazlarında saklı benim sırlarım
Her günün bir evvelinde
Her gecenin bir evvelinde
Dahası kafama dayatılan silahın kurşunu zaten yüreğimde
Dahası yaşamışım ben aşkın ıstırabını
Gurbetin hasını
Yalanın simyasını
Ve dahasını
Dahasını
Sını
Daha
Kudretim gün ışığında, kelebek kadar
Kudretim kozasının içinde, kelebek olacak kadar
Unutamamak kadar
Ne kadar gayrısıllaştığımı
Birden fazlayım gözlerde
Sözlerde tekim
Bana sorarsanız ikinizden biriyim
Farkım sen olmamak
Anlamlı ifadelerin mimik aralarında hep intihar ettim
Taburemi cellattan önce ben tekmeledim
Hep gözümü toprağa diktim
Hiç için yaşadığını hissetmesin diye ondan doğacaklar
Özür diledim
Yokluğun rakamlara ihtiyaç duymaması gibi
Berekete konulan sınırlar
Çepe çevre kuşatmıştı mermer sütunlarla bu ummanı
Ve ayrıydılar aslında
Söz verenlerle vasiyette bulunanlar
Ben kabulleniciydim
Görevi mest etmek olan semazen
Nakşi huzurun kölesiydim
Ne dalgalar kadar ayrı
Ne damlalar gibi birdim
Hatıralarımdan alınan kardeşlerim için
Rüyalar büyütürüm uykularımda
Dualar koyar her gece yastığımın altına
Penceremin başına geçer kuşlara seslenirim
Seyyahların geçmişi
Cem ile ihsan eylenmiş bir müteşekkirim
Yollar benden gider
Ben O na giderim
Çöllerin nasır tutmuş tepelerinde
Merdiven idim hakka yürüyen için
Vuslatın nöbetçisi,
Son nöbetçisine kavuşana kadar
Benim
...