Ben Bu Yüzyılın Adamı Değilim
Ben bu yüzyılın adamı değilim.
Kaldırın takvimlerden doğum tarihimi;
devlet kayıtlarında adım geçmesin,
toplu taşıma araçlarında göz göze gelmeyelim sizinle...
Dar, kalabalık kaldırımlarda bir karıncaymışım gibi
görmezden gelin, ezip geçin beni.
Mümkünse aynı havayı solumayalım sizlerle;
ben kör duman kusan bir fabrika bacasıyım çünkü.
Sizin olan ne varsa sizde kalsın,
bana sizden uzak bir mezarlıkta yer verin sadece,
bunu bile kıskanıyorsanız benden,
dert değil, deniz kucak açar bana.
Bilirim bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olmaz sizde
ama bir fincan kahveye bir tebessümü çok görmeyin ağabeyler.
Dudaklarınızla kirlettiğiniz izmaritleri,
bir kül tablosuymuşum gibi hışımla bastırın üzerime.
Küfreden bakışlarla izleyin beni,
çukurlar kazın yürüdüğüm yollara,
o pis ağızlarınızdan çıkan tükürüklerle boğun beni.
Türeyin, türeyebildiğiniz kadar
daha fazla kirlenmeli dünya.
Kesin doğruları söyleyen dilleri,
vurun baş kaldıran başları,
sinek gibi ezin kendi yağında kavrulan yoksulları...
Koparın çiçekleri; gülleri, karanfilleri, sümbülleri
bir obje olarak gördüğünüz kadınlara sunun onları.
Doğayı tahrip edin, ormanları yakın,
güzel memleketimin verimli topraklarını;
baştan başa asfaltla kaplayın
ama yalvarırım bir ağaç gölgesi verin bana,
yalvarırım bir ağaç gölgesini çok görmeyin bana...