Ben Ettim
çoğul zamanlar döküyorum
omuzlarıma
zembiller dolusu muamma...
şakağımı kurşunluyorum
tükenmez sorularla
öyküler terliyor alnımda
kan renkli
ışıksız kandiller dikiyorum
ömrün mabedine
karanlık dualar düşüyor dudaklarıma
tespih taneleri gibi
besmelesiz yarınlar çekiyorum
parmaklarımı nasırlaştırırken,
otuz üç tane
üç yüz kere otuz üç tane
tanrı'yı bıktırıyorum biliyor musun
biliyor musun melekler kaçıştı omuzlarımdan
sahipsiz çıplaklığımı kavuruyorum
güneşin temmuz zamanında
infazımı bırakmadan mahşere
sırattan geçmeden yakıyorum tenimi
kavruluyorum biliyor musun
kabuklaştırıp yaramı
bir daha
hüzün çukurları açılıyor
koynumda
dipsiz
zifir girdaplarda
dönüyorum
içim bulanıyor
kendimi tükürüyorum
yakamoza
deniz kirleniyor.
martılar
kirli beyaz uçuyor
şafağa
gri iniyor perdeleri güneşin
solgunlaşan günün göbeğine
biliyorum
beyhude,
ben ettim
ama...