Ben Gideyim
seni yazacak iken nağmedar
o pelür sayfaya
sormuyor ki, benden öte ne kaldı, benden çok yazacak sana
bıraksa ben basacağım mızraba
mahur makamında,
gözlerimde derin sessizlik
ve biriktirdiğim harflerin cümlesini sığdıracağım tek satıra
o kadar noktasız
içimdeki roman,
hatta virgülü koparan
imlâmın tüm kurallarını batırırken, ay'ın ergen haline
şiire susamış kuşların gagalarını acıtıp ellerime
seni okuturken yarı ıslak
kuş dilinde
o bilinmedik yörede
semah ederken belki de çınar
yapraklarını düşürürken iğde diplerine
ey ! ıhlamur sarmalı geceler
neden tövbe tutmaz yanıklarım var dilimde
gel sancısına üfle
üfle ki
lâl yalnızlık kaplasın içimi
dışımı lacivert karartılar
kopar saçımdaki tüm akları
dağ yamaçlarına dik, ara vermişken nadasa temmuz'da
kar biriksin benden artan
kardelen çığlıkları çoğalsın
militan gömlekler giyinsin dalları meşelerin
ağaçları devrim
çiçekleri eylem
begonyalar koksun
derelerin kuru yatakları
ben gideyim
ben gitmeleri bilirim
ben giderken gitmelerin sancısını içerim
kan tükürürüm
kızılcık şurubudur derim
seni yazacak iken nağmedar
o pelür sayfaya
sormuyor ki, benden öte ne kaldı, benden çok yazacak sana ...