Ben Gölgelerin Diliyle Konuşuyorum
Düşüncelerin zamansızlığını bildiği için
Bir filozofun kösteğinin yelkovanı sudan, akrebi de kumdandır
İçine kalpler koyduğum cam kavanozlarım çoğalıyor
Hayatımın rafında, azalmak bu olmalı
Kaybolduğunu bilemeyecek kadar kayıp degilsen
Bana kendini gösterirmisin dünya haritasında
Bugün kalbine bir lunapark kurulmuş belli
Gözlerinde çocuk kahkahaları duyuyorum
Ne kadar güzel güler bir kadın gözyaşlarını silerken
En temel içgüdümüz sevmek olmasaydı
Kendilerine böyle hayvanca acılar çektirmesine rağmen
Aşkı istermiydi insanlar.
Adam bir oturuşta iki porsiyon yedi
Sanırım birisi yalnızlığı içindi
Ve kimileri için hayat
Bir limon sandığı üzerinde otururken
Kırmızı kadifeden bir divana uzanmayı düşlemeye benzer
Sevinçleri kepenk indirmiş bir kalpten geçiyorum
Sokaklarında hüzün köpekleri uluyor
Küçük görme insan ellerini
Onlar birbirine tutununca nerelere uzanır bilemezsin
Onların gücünü hayal bile edemezsin
Şiirin kutsal parmağı bana dokunduğu zaman
Ben gölgelerin diliyle konuşuyorum
Aşıklar etoburdurlar, onlar birbirlerinin kalplerini yerler
Koca bir sayfa ölümün
Kenarına ufak harflerle yazılmış bir nottur hayatım
Yamyamların kemik koleksiyonu varmıdır bilemem
Kalp biriktirenler gördüm
Ben bu hayat deryasında,
Her dalgaya pul veren bir balığım
Sen aklı selim esnafsın gönül pazarında
Ben aşk ağacında sebil narım
Ne kadar güzel güler bir kadın gözyaşlarını silerken
Ben gölgelerin diliyle konuşuyorum
"Küçük görme insan ellerini Onlar birbirine tutununca nerelere uzanır bilemezsin" yüreğinize sağlık. Her dizesi gönüldendi. Tebrikler.