Ben Seni Memleketim Gibi Sevdim
papatya renginde masumluğun
beyaz önlük yakalarının dantelleri gibi işlemeli sevdan
kaneviçeleri yapan analarımızın elinideki maharette saklı kıvraklığın
yörük çadırlarının kıldan mucize çıkarması
engin deniz dalgalarının ak köpüklerinde şımarıklıklar
bulutların arkasında gökkuşağı çemberindeki göz yanılsamaları
kara gargaların gak demelerindeki hoyratlıkları
asfalt yoldaki çukura düşüp patlayan oto lastiği gibi
gerçeklik benim sevdam.
kıvrak akarsuların toprakla sevişmeleri
cama düşen yağmur tanelerini gözyaşına karışıp süzülmeleri
bülbülün boynu bükük şakıması gülsüz bahçelerde
hüsran anaforlarının yoksul yer sofralarında kuru ekmek kırıntılarına saklanması
kınalı saçlarıyla teştlerin içinde su dökünen türkmen gelinleri
bir esir güvercinin çocuk eliyle özgürlüğe bırakılmasına benze aşkım
gereksiz kikirdeşmeleri var ya çocukların avlu duvarı dibinde
boynuna zelce takılan ve boyunduruğuna kızmadan tarlayı var gücüyle süren öküzlerimiz
anaya abaya ayakta hizmet eden bebesi sırtında gelinlerimiz
atası yanında yavrusunu kucağına almayan yiğtlerimizin ar duygusunda saklı
kısacası
ben seni anadolum gibi
ben seni memleketim gibi sevdim sultanım
mukemmel abım cok gusel damardan gırıo