Ben Senin Yalnızlığınım
On parmağında on kusur bir adam
Geceye hazırlıyordu yüzünü
İkindi kırılmalarında
Yalnızlığın kerrat cetvelini ezberliyordu
Bir kere bir ben
İki kere bir biz
Üç kere bir.. cevapsız kalıyordu..
Çevreyi kirletiyordu durmaksızın
Atık duyguları eski aşkların
Giyinmek için geceyi ütülüyordu adam
Gün aldanmalarında..
Bir kere bir ben..
Dokununca yalnızlığıma
Şiire gebe kalan kalem yazıyordu:
Yıldız bahçelerinin hasadında
Uçuşan yürek tozları ve düşen her yaprak
Bir nefesimi alır
Ben senin yalnızlığınım
Döner giderim yüzümü / gözlerim arkada kalır
Başlar hiçliğim / biter şairliğim
Neresinden kaşısam geceyi
Kanayan benim..
İki kere bir biz..
Batarken neden dönüpte arkaya bakar güneş
Sinirlerinde apse gibi anılar taşıyan,
Kendi akşamlarında
Kendi öykülerini yaşayan insanlara
İlkel bir işkencenin acımasızlığında..
Yok sayıyor beni kalabalıklığı bu şehrin
Tek tanıdık yüz kalmamış
Bu kadar mı yokum ben / bu kadar mı hiç
Belli giyinmiş urbasını zamanın
İhanet denen yeni yetme züppe piç..
Oysa
Büyük bir ağlamayla yitip gider aşk
Geriye yunmuş bir boşluk kalır
Ve her kavşakta gece kokuları
Gün bitimlerinin..
Yan etkileri olmalı gecenin...
Sürer bu canlı ölüm hali
İntihara benzeyen bu aldırmazlık
Ve yıllara uzayan sıkıntısı sensiz saniyelerin..
Bir kere bir ben
İki kere bir biz...
Emeğine sağlık Orhun hocam. ' İkindi kırılmaları' kelimesi çok iyiydi. Kutlarım değerli şiirinizi.
"Bir kere bir ben İki kere bir biz Üç kere bir.. cevapsız kalıyordu.."
Cevapsız kalan onca şey var ki şu dünyada..
Kutlarım kaleminiz daim olsun..