Ben Sizi Örten Geceydim
çıkmaz bir sokağın sonunda teslim düşmüş
boynu bükük sokak lambası gibi
çaresiz buldum sizi
tenha duvar diplerinde bağdaşa durmuş
tayyörünüz kaldırım çiçeklerine değiyordu
uzattığım titrek ellerime baktınız önce
kalbiniz tutmaya yeltense de
tavrınız olmaz diyordu
sonra da gözlerinizi devirdiniz gözlerime
nefretle yalan arası
ifrit bir bakış çaktınız
aklınıza geçmişin ağır kapıları mı açıldı bilmem
ya da yorgunluğunuzu mu hatırladınız
ve
iki yumruk yaş yürüdü yanaklarınızdan aniden
ağladınız
ben sizi örten geceydim
ellerinizden tutarken
akkor bir hayatın çetelesiydi alnımdaki çizgiler
saçlarımda kaynayan beyaza da uzun uzun baktınız
sanki bir daha düşmemecesine
yerinizden kalktınız
sonra da derin susuşlarla şafağa doğru yürüdük
size bir deniz buldum
kendime biraz tütün
siz denizi en mavi yerinden öptünüz
bense tanyerine masmavi duman sürdüm
siz bana acıklı bir filmi anlattınız
ben size üç harfi
korktunuz