Ben Yormam Seni
Hazin gecenin sarıp sarmaladığı
Bilmem kaçıncı yıldızıydı kayan...
Bir silik leke...
Kaybolup kaybolmamak arasında kalan bir is... Bir noksanlık gibi gözüküyordu her şey
Ve yüreğimin karanlık sokaklarında
Yürümekteyim öylece...
Dalgın ve bir o kadar yalnız...
Sevmek... Sevmek zor değilmiş meğer
Meğer beklemek gerekmiyormuş bazen
Avuçlarıma bir çığ gibi çöken
O soğuk ve sert yalnızlık acıtmıyor canımı...
Sevmeyi bilmek...
Ha uzaktan ha yakından ha habersiz
Ne fark eder ki sevgilim...
Seni sevmeyi bildikten sonra
Yakamozlar arasında kayboluşum...
O dipsiz kuyulara düşüşlerim...
Umrumda mı olur sanıyorsun
Bak martılar uçuşuyor sevgilim
Yaz gelmekte
Simitçisi... Midyecisi... Seyyarı...
Ve gözün alabildiği kadar bakıştığım
Şu beyaz gövdeli gemiler...
Hayat devam ediyor sevgilim
Gel sen otur karşıma
Ben yormam seni...
Sevmeyi bildikten sonra
Uzaktan da olsa yine kaybolurum sende...
Gözlerine dalasım...
Yanaklarına dokunasım...
Kısa da olsa bir öpücük yakalayasım gelir...
Oysa ben aştım o yokuşları
Yaşamının bütün koşulları altında
Seni sevebilmenin sınırını
Seni sevmenin o mat gecesini
Ve belki de karamsarlığını...
Öğrendim sevgilim...
Tüm mesele bir avuç alıntıdan ibaretmiş meğer
"Elmanın da beni sevmesi" şart değilmiş...
Sevmeyi bildikten sonra insan
" Öyle uzaktan" da sevebiliyormuş meğer...