Benim Bu Yanmalarım
Nar çiçekleriyle yüklü bir bahçe yanıyor
Alevler sarmış dört bir yanı
Umutlarım yanıyor
Yalın ayak bir çocuğum oysa şunun şurası
Gözlerim fal taşı gibi açılmış
Gözlerim yanıyor
Neron'lar Roma'ları yakıyor
Roma'lar tutuşmuş alev, alev
Upuzun bir yol gidiyor çıkmazlara
Birileri birilerini İsa sanıyor
Çarmıha gerilmiş İsa'larım yanıyor
Oysa dünyanın gözü kulağı sağır
Sen istediğin kadar bağır
bağırrrrr
bağırrrrrrrrrrrr!!!
Kimse feryadımı duymuyor...
Direndikçe direniyorum kent soylu varoşlara
Bütün buzlarım eriyor birden kutuplarıma inat
Bir Eskimo yalnızlığı oturuyor yüreğime
Bir kadın ağlıyor ötemde yavrum yavrum diye
Biraz daha yaklaşıyorum sona
Biraz daha toz şekerim artık
Biraz daha karamela
Ağzımda kan tutması gibi bir tat
Çat diye çatlayacağım orta yerimden...
Nar çiçekleriyle yüklü bahçelerim yanıyor
Her kafadan bir ses çıkıyor ne tuhaf
Her tarafta ateş
her tarafta kan kokusu...
Yalın ayak bir çocuğum çığlık çığlığa
Bir kedi yavrusu kadar yalnız
Bir serçe kuşu kadar zavallı
Alt tarafı bir damla su...
Bir kadın ağlıyor ötemde
Yavrum, yavrum diye
İt oğlu itin birisi çalım satıyor
Bilmem ne diye
Fesleğenler de kurumuş
Yazık fesleğenlere...
Nar çiçekleriyle yüklü bir bahçe yanıyor
Bir sağanak başlıyor gözlerimden
İş yine başa düşüyor
İş yine başa...
Oturup bir güzel ağlıyorum!
Bir güzel ağlıyorum yağmur altında
Bir güzel sönüyorum yangın yerinde...
Dar geçitlerde kalmış da yine de kurtulmuşum
Oldukça becerikliyimdir küfretme konusunda
En kötü küfürler geliyor dilimin ucuna
Yutkunuyorum ...
Uzak değil ateş bana
Tutuşmuşum yanıyorum
İsterseniz kızın bana
isterseniz küfredin
Lakin efkârıma dokunmayın...
Üç gündür uyku girmiyor gözlerime
Uykularım kaçıyor birden tutamıyorum
Hadi benimkisi korkaklık diyorum
Ya size ne demeli bilemiyorum...
Sevmek bir başına olmuyor işte
En azından bir suç ortağı bulmalıyım
Bütün mesele insanı sevmekse eğer
Her suça ortak olmaya dünden razıyım
Yeter ki yüreklere dokunmayın
Yürekler yanmasın
Yürekler kanamasın...
Otur hele otur şöyle sana anlatacaklarım var
Her şey apaçık ortada gün ışığında
Gerek var mı yalana...
Bir sen değilsin yalancı olan
Ben de yalanlar söylerim arada sırada
Ancak kimseler anlamaz yalanlarımı
Bir tek çocuklar anlar
Bir tek çocuklara satamam yalanlarımı...
Dün yine bazı olaylar olmuş
Birileri çıkıp gelmiş ta uzaklardan
Bir sürü oyunlar dönmüş ortada
Aynı yobazlar mı bunlar başkaları mı?
O kara, kara gözlüklü
Gran tuvalet
Başlarında fötr şapka
Altlarında Mercedes
Elleri ceplerinde hazır tetik
Bir o kadar it sürüsü
Bir o kadar yarasa...
Arasan birinin cebinden bir kalem çıkmaz...
Nar çiçekleriyle yüklü bahçelerim yanıyor
Söylesenize ya sersemler dilinizi mi tutuldu
Ne olur öyle sessiz öyle uzak durmayın
Ne var bunda korkacak
Her şey ortada işte!!!
Öyle derin, derin bakmayın gözlerime
Susmayın ne olur susmayın artık
Hiç olmazsa bakmayın
Bakmayın yandığıma...
Hani erken kalkacaktık bu sabah
Denizler bizi bekliyordu ne tuhaf
Sen Denizi sevmiyordum besbelli
Oysa ben deliler gibi âşıktım ona
Ben mi anlatmıştım bunları sana
Yoksa sen mi uyduruyorsun
Anlayamadım ...
Neden sonra anladım sözlerin yalan
İnsanların vefasız olduğunu
Sanki bu sokaklar hep orospu çocuklarının
Kaldırım taşlarına adlarını yazmışlar
Oysa ben seni kalbime yazdım
Sensiz gülemiyorum anla artık
Anla ve doğrula beni...
Limana gemiler gelmiş Ortadoğu'dan
Bütün gazetelerde aynı vurgun haberi
Bir kum saati gibi sanki hafızam...
Bilmem kaç bin yıl geçmiş üzerinden akın, akın
Ne kadar uzağımdaysan o kadar yakın
Sen kara bulutlar ülkesi
Kırılmış hurma dalı
Şah Hüseyin'im Kerbela'm
Benim bu yanmalarım
Mahşere değin...
Ozanca/İzmir
Öyle derin, derin bakmayın gözlerime Susmayın ne olur susmayın artık Hiç olmazsa bakmayın Bakmayın yandığıma...
kimse yorum yapmayacaktır bu güzel şiire....
uzun ya hani...Anla ve doğrula beni...
tebrik ediyorum...👍👍👍